
DİSK, tüm iktidar yetkilerini tek kişide toplayan anayasa değişikliği referandumu ile ilgili tutumunu ve gerekçelerini bugün Taksim Hill Otel’de gerçekleştirdiği basın toplantısıyla duyurdu.
DİSK’e bağlı sendikaların genel başkan, genel merkez yöneticileri ile şube yöneticilerinin katıldığı basın toplantısında; DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Başkanlar Kurulunun 3 Şubatta aldığı kararı kamuoyuyla paylaştı.
Beko, “Ülkenin yarısının evet dediği, yarısının hayır dediği, büyük bir bölümünün içeriğini bilmediği bir Anayasanın iddia edildiği gibi ‘güçlü Türkiye’yi yaratmasının imkânsız olduğunu; tersine siyasi istikrarsızlık, kutuplaşma ve kriz getireceğini görüyoruz” dedi.
DİSK’in mücadele tarihine ve emekçilerin özlem ve taleplerine dayandıklarını belirten Beko; halkın acil yaşamsal ihtiyacının kaos ve savaşın son bulması, yaşam hakkının sağlanması ve işsizliğe karşı güvenceli bir işe sahip olmak olduğunu dile getirdi.
Beko şöyle konuştu: “Yıllardır ısrarla gündemde tutulan başkanlık rejimi emekçilerin ve halkımızın bu yaşamsal sorunlarına hiçbir şekilde yanıt olamayacaktır. Halkın yaşamsal sorunlarına çare üretmesi gereken meclisin gündemi çok uzun bir süredir bu dayatmayla işgal edilmiştir. Bu şiddet ve kriz ikliminde, toplumun gerçek ve yaşamsal sorunlarının çözüm yeri, halkın iradesinin en yüksek temsilcisi olan meclistir. Meclisi işlevsizleştirmek hiçbir soruna çözüm olmayacak, aksine sorunları daha da çözümsüz hale getirecektir.”
İşçilere seslenen Beko şöyle dedi:
İşçilere seslenen Beko şöyle dedi: “Bu ülkeyi 15 yıldır yönetenlere oy verdiniz ya da vermediniz. Şimdi tercihiniz bir parti veya lider olmayacak.
Toplumu kutuplaştıracak, meclisin, yargının ve hükümetin yetkilerini tek bir kişide toplayacak, işçi haklarına zarar verecek, ekonomiyi krizlerle karşı karşıya bırakacak bir rejim değişikliğini oylayacağız.
İşçiler olarak daha önce hangi partiye oy vermiş olursak olalım, bu kez memleketimizi yönetenlere hep beraber bir uyarıda bulunma şansımız var.
Bugüne kadar tek bir partide birleşemeyen işçiler, haklarını korumak için birleşip ‘hayır! diyerek güçlerini gösterebilir.
Türkiye’nin işçiler için bir cehenneme dönüşmesine hep beraber hayır diyelim!
Tek bir kişiye, tek bir imzayla sendikaları kapatma, grevleri yasaklama, kıdem tazminatını kaldırma, toplu iş sözleşmelerini askıya alma, ‘gerektiğinde’ ücretleri dondurma yetkisi veren Anayasa’ya hayır diyelim.
Dünyada ücretler açısından en alt sıralarda olmaya hayır diyelim!
Dünyanın en uzun süre çalıştırılan işçileri olmaya hayır diyelim!
İçinde işçilerin hakları olmayan Anayasa’ya hayır diyelim!
Taşeron işçilerinin her seçimde kandırılmasına hayır diyelim!
15 yılda 17 bin işçinin iş cinayetine kurban edilmesine hayır diyelim!
Kıdem tazminatımızın kaldırılması planlarına hayır diyelim!
İş mahkemelerine başvuru hakkımızın ortadan kaldırılmasına hayır diyelim!
Kiralık işçilik adı verilen köle ticaretine hayır diyelim!
Grev yasaklarına, sendikalı olmanın önündeki engellere hayır diyelim!
Biz borçlanarak yaşamakta zorlanırken, zorunlu BES kesintisine hayır diyelim!
Kamunun birikimlerinin Varlık Fonu yoluyla, yok edilmemesi için hayır diyelim.
Hangi partiye oy verirsek verelim, hangi lideri seversek sevelim, mesele işçilerin ve memleketin geleceği ise bu sefer hep beraber hayır diyelim!
İşçiler olarak birleştiğimizde ne kadar güçlü olabildiğimizi, memleketi de dünyayı da yeniden kurabileceğimizi bir kez daha gösterelim.”