
Kıraç değil topraklarımız.
En iyi tohumları biliyorum,
En tatlı meyvelere gebe
Suya doymuş,
Güneşe doymuş,
Humuslu topraklara düşmeye görsün hele.
Yeni ayak basmadık biz bu dünyaya
İlk defa nasır tutmuyor avucumuz
İlk defa mücadeleye sarılmıyor nasırlı ellerimiz.
Biz işçiyiz, toprağın her halini,
Güneşin nereden doğup nasıl battığını ve bu güneşi kimlerin kararttığını
İyi biliriz.
Şimdi barut kokuyorsa şehirlerimiz
Ve izin vermiyorsa güneşin doğuşuna
Betondan demokrasileriniz
Biz o betonu yerle bir etmeyi de biliriz.
***
Hayat Ağacı
Biz kurduk bu hayatı,
Ana olduk kurduk,
Baba olduk kurduk.
Gün oldu bir ekmeğe muhtaç olduk.
Yine de kapılmadık burjuva hayallere.
Ocaklarda elmas olduk,
Kefenlere sığmaz olduk.
Emeğimizle kurduk.
Canımızla, kanımızla kurduk,
Biz bu hayatı.
Yine de kanmadık pembe yalanlara.
Kula kul olmadık,
Köle, hiç olmadık.
Ve zamanıdır haykırmanın,
Vatan için değil,
Sermaye içinmiş,
Akan kanlar oluk oluk.
İnsanca yaşamak için,
Durdurduk gözyaşlarımızı,
Dindirdik yaslarımızı.
Emperyalist savaşa değil,
Güneşe çevirdik gözlerimizi.
Bir olduk, alev olduk
Koşu güneşedir artık,
Güneşedir yolculuk.
***
Çocukça Bir Düş
Yeni bir dünya istiyorum,
Tıpkı benim gibi,
Henüz kirlenmemiş
Kıpkızıl yanakları.
Yeni bir dünya istiyorum
Annemin elektrikli süpürgesiyle
Çeksin tüm çürümüşlüğünü düzenin
Yeni bir dünya istiyorum,
soğuktan çatlamamış
kanamamış acıyan nasırları.
Yumuşacık olsun bu dünya.
Tenine değdiğinde, huzur versin insana, doğaya, canlıya.
Yeni bir dünya, hani renkli balonlar tutan,
pamuklu şeker yapan.
Barut kokmasın bu defa
Belki son bir kez daha ama baruttan şehirleri yıksın mesela.
Kapatmasın burjuva yanılgılarıma gözümü, kulağımı ve ağzımı.
Kalem tutsun, bu dünya.
Kızıl olsun boya kalemleri.
Güzel olanı, daha güzel,
renkli olanı daha renkli yapabilmek için.
Eee yanlış da yapacak elbet.
Doğuştan kusursuz değil ya
Silgisi de olsun.