
Merhaba kardeşlerim. Ben hastanede taşeronda çalışan bir temizlik işçisiyim. Yıllardır taşeronda çok kötü koşullarda çalışıyorum. Ama çocuklarımın ve torunlarımın böyle bir hayatı yaşamasını istemiyorum. İşçilerin çalışma koşulları her gün kötüye gidiyor, ücretler düşüyor. İş güvencesi kalmadı.
Her gün yeni bir hakkımız elimizden alınıyor. Televizyonlar, gazeteler ise yalanları allayıp pullayıp bize yutturmaya çalışıyor. Geçenlerde internet üzerinden sürekli takip ettiğim www.uidder.org [1] sitesinde “işçi haklarına saldırı yasaları referandum sonrasına bırakıldı” başlıklı bir yazı okudum. Haberde, kıdem tazminatı hakkımız, devlet memurlarının güvence yasası, taşerona kadro verilmesine dair yasaların referandumdan sonraya bırakıldığı yazıyordu. Haklarımızı yine seçim için kullanıp, desteğimizi aldıktan sonra bizi yine aldatmayı planlıyorlar. 1 Kasım öncesinde onca vaatler verildi. Taşerona kadro verileceği yalanları söylendi. Hastanede taşeron işçi olarak çalışan işçi arkadaşlarım dâhil binlerce işçinin oyunu alan hükümet, sözünü unuttu. İşçileri kandırdı. Şimdi yeni bir seçim arifesindeyiz. Yalanlar art arda sıralanıyor. Haklarımıza yapılacak saldırılar referandum sonrasına erteleniyor. Kıdem tazminatının gaspı gibi önemli bir saldırıyı referandum sonrasına bırakarak biz işçilerin tepkisini azaltmaya çalışıyorlar.
Kardeşlerim yalanlara kanmayalım. Referandumda “evet” demek kıdem tazminatımızı elimizle onlara vermek demektir. “Evet” demek güvencesiz, taşeronda kölece çalışmayı kabul etmek demektir. Ve daha nice hakkımızın elimizden alınması demektir. Ben bir kadın ve anne olarak çocuklarım için “HAYIR” diyorum ve bütün kadınlara sesleniyorum. “HAYIR-lara” vesile olalım. Herkese “HAYIR-lı” günler.