
İşçi sınıfının kazanılmış haklarına her gün yeni bir saldırı daha ekleniyor. AKP hükümeti referandum öncesinde patronlar sınıfının gönlünü hoş etmek için işsizlik fonunu yağmalama yasası çıkardı. Her ay milyonlarca işçiden para kesiliyor. İşsiz kalan işçilerin birçoğu bu fondan yararlanamıyor. Patron SGK’ya eksik gün bildirimi yaparsa veya işçi son dört ay içinde bir gün bile işe gelmese, işten atılan işçi işsizlik fonundan yararlanamıyor. Aslında, hükümet ve patronlar eliyle işçinin kendisinden kesilen paraya el konuluyor. İşsizlik fonu devlet eliyle teşvik olarak dağıtılıyor, yani patronlara peşkeş çekiliyor. Patronları ihya eden “çılgın projeler” işsizlik sigortası fonu gibi fonlarla finanse ediliyor. Şimdi de işsizliği çözeceğiz diye işsizlik fonundan patronlara işçi başına 22 lira verilecek, patronlar da işçi alarak işsizliği azaltacaklarmış!
AKP hükümetinin, işçilerden kesilen parayı böyle göstere göstere patronların cebine koyması insanda tuhaf duygular uyandırıyor doğrusu. Şu sözün yeridir, kimin parasını kime veriyorsun? Devlet işsiz kalan işçilerin önüne engeller koyarken, patronlara gelince işçinin emeğini bol keseden peşkeş çekmekten geri durmuyor. Ekonomik krizin yayıldığı, işsizliğin tavan yaptığı son günlerde emekçilerdeki huzursuzluğu bastırmak için böyle kandırmaca çözümler bulmaya çalışıyorlar. Çünkü referanduma giderken istedikleri veriyi alamadıklarından, kitlelere nereden neyi yuttursak kârdır gözüyle bakıyorlar. Bunun için de işçi sınıfının kendine sunulan referandumu iyi değerlendirip, demokratik haklarının ortadan kaldırılmasına dur diyerek ve yaşam koşullarına bakarak karar vermesi gerekiyor. Yeter demenin vakti geldi de çattı! Bu dünyaya açlık, yoksulluk, sefalet içinde yaşamaya gelmedik demenin tam da zamanıdır.