İşçi ve emekçi aileler, çocuklarını çok zor şartlar altında okutmaya çalışıyorlar. Çocuklarının daha iyi bir eğitim alması için çırpınıp duruyorlar. Tabii devlet okullarında ne kadar iyi eğitim verilirse. Zengin çocukları özel okullarda, kolejlerde eğitim alırken, devlet okullarında niteliksiz bir eğitim alan işçi çocukları bu yarışa daha en başından birkaç adım geriden başlıyorlar. Bu şartlarda sınava giren işçi çocukları, zor bela bir üniversite kazandıktan sonra eğitim masrafları gerçeğiyle boğuşuyorlar. İşçi çocuklarının payına çalışarak okumak, öğrenim kredisine mecbur kalmak düşüyor. Bu zorluklara bir de her yıl değişen eğitim ve sınav sistemi ile sayıları gittikçe artan özel okullar ekleniyor.
Her yeni hükümet eğitim sisteminde birçok değişiklik yaptı. Son olarak eğitim sisteminde 4+4+4 düzenlemesine gidildi. “Çocuklarımıza dinimizi öğreteceğiz” yalanıyla milliyetçilikle bezeli, tarihi gerçekleri yansıtmayan, bilimsel düşünceden uzak bir eğitim sistemi hayata geçirildi. İmam-hatip liselerinin sayısı her geçen gün arttırılıyor. Genel liselerdeki eğitim seviyesi düşürülerek özel okulların önü açılıyor. Temel mesleki eğitimlerden dahi uzak, verilene şükreden, itaatkâr, milliyetçi gençlerin yetiştirilmesinin temeli atılıyor.
Uluslararası Eğitim Değerlendirme Testi, PISA’ya göre Türkiye eğitimde 72 ülke arasında 50. sırada yer alıyor. Eğitim sistemi, milyonlarca gencin beynini sıradanlığa, düzene esir ediyor. Bireysel kurtuluş hayallerine saplanıp kalmalarına neden oluyor, işsizlik gerçeğinin üstünü boş hayallerle örtüyor.
Kendi çıkarlarını destekleyecek, gerektiğinde bu çıkarlar uğruna cephelerde ölüme gidecek, baskılara karşı gelmeyecek, hakkını aramayacak, iktidarın her emrine itaat edecek genç nesiller yetiştirmek istiyorlar. Yaşadığı sıkıntıları ve çelişkileri sorgulamayacak, kader deyip geçecek bir nesil yetiştirmeyi amaçlıyorlar. Tüm güçleri tek elde toplamayı amaçlayan, sarsılmaz bir başkanlık sistemi arzulayanlara inat, bizler işçi sınıfının çocukları olarak itaatkâr ve kindar gençlik olmamak için HAYIR diyoruz!