Referandum tartışması başladığından beri insanların bir kısmında kararsızlıklar oluşmaya başladı. Bu kararsız kalan işçi arkadaşlarımız sorgulamaya devam ediyorlar. Ofiste haberlere göz atarken koca puntolarla yazılmış olan bir başlık dikkatimi çekti. Bunu ofisteki diğer bir arkadaşımla paylaştım
- “Hayır” çıkarsa iç savaş çıkacak diyorlar.
- Ya bırak Allah aşkına, insanların gözünü korkutuyorlar. Böyle bir şey olamaz!
- Hayır diyenler teröristtir diyorlar.
- Sonra da demokratik bir seçim olacak öyle mi, insanları korkutup istedikleri sonucu almak istiyorlar. Sonra da buna demokrasi diyorlar. Yalandan başka bir şey değil!
Bu sözlerin üzerine “Nazım Usta ne güzel söylemiş” diye düşündüm:
İnsanlarım, ah, benim insanlarım,
antenler yalan söylüyorsa
dua yalan söylüyorsa
söz yalan söylüyorsa,
ses yalan söylüyorsa,
ellerinizden geçinen
ve ellerinizden başka her şey
herkes yalan söylüyorsa,
elleriniz balçık gibi itaatli,
elleriniz karanlık gibi kör,
elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,
elleriniz isyan etmesin diyedir!
Teknoloji gelişti; antenler, rotatifler değişti ama egemenlerin oyunları, yalanları değişmedi. Manşetler halen yalan söylüyor. Haberler halen yalan söylüyor. Bizleri iç savaş çıkacak diyerek tehdit ediyorlar ve hayır diyenlere terörist diyorlar. Ama biz bu yalanlara inanmıyoruz. Bizleri aptal yerine koyanlara, korkutmaya çalışanlara HAYIR diyoruz. Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız, bu ölümlü, bu yaşanası dünyada, bu bezirgân saltanatına, bu zulme HAYIR diyoruz.