
Biz işçilerin hayatında önemli değişiklikler yaratacak olan “başkanlık sistemini” işyerlerinde işçi arkadaşlarımızla sürekli konuşuyoruz. Geçim sıkıntısıyla boğuşan birçok kadın “tabi ki HAYIR diyeceğim” diyor.
Çay molasına çıktığımızda bizim katın temizlik işlerine bakan ablamızla sohbet ediyordum. Kiralık daire aramaktan ayaklarına kara sular inmiş: “Dün sabahtan akşama kadar kiralık ev baktık. Yemin olsun ayaklarım tutmaz oldu artık. Ne yapacağız böyle, anlamadım. Kiralık ev yok değil ama kiralar uçmuş. 800 liradan aşağı ev bulamıyoruz. İnsan asgari ücrete bu evi tutsa aç kalır, ay sonunu çıkaramaz. Bir de ben bu yoksulluğun içinde başkanlık sistemine evet diyecekmişim!”
Bu esnada Fatma Ablamız da geldi ve sohbete katıldı. Ona da sorduk bu başkanlık sistemiyle ilgili ne düşündüğünü. Fatma Abla son derece kesin bir dille düşüncesini dile getirdi: “Valla ben evet demeyeceğim. Benim oğlumun maaşını kestiler. Ne diye evet diyecekmişim. Hayır diyeceğim, bir kere AKP’ye oy vermiştim ama bundan böyle tövbe. Valla pazara çıkamıyoruz, her şeye zam. Ne faydalarını gördük? Ev kiraları da aldı başını gitti. Geçinemiyoruz artık. Ne faydası var bana, asgari ücrete yaptıkları zam belli, neye yeter?” Fatma Ablanın oğlu engelli parası alıyormuş fakat bir süre sonra bu parayı kesmelerine içerlemiş haklı olarak. Üstüne geçim sıkıntısı da binince bir hayli sinirlenmiş.
İşçi arkadaşlarımız neden hayır diyeceklerini geçim sıkıntısı üzerinden anlattılar. Biz işçiler yoksullukla boğuşurken, birileri saltanatları devam etsin diye bizden referandumda evet oyu kullanmamızı istiyorlar. Üstelik biz kadın işçiler olarak iki kat eziliyoruz bu düzenin çarkları arasında. Emeğimizin yok sayıldığı, kadına şiddetin her geçen gün arttığı, işçilerin iş cinayetlerinde öldüğü bu düzene HAYIR diyoruz. Bu sorunlarımızın katmerleneceği başkanlık sistemine de HAYIR diyoruz!