
Ben yaklaşık 10 yıldır tekstil sektöründe çalışan bir kadın işçiyim. Bir kadın işçi olarak çalıştığım işyerlerinde birçok haksızlığa uğradım ve tanık oldum. Her sektörde olduğu gibi tekstil sektöründe de düşük ücretler ve uzun iş saatleri koşulları altında çalışıyoruz. Biz kadın çalışanlar erkeklerle aynı işi yapmamıza rağmen daha düşük ücretlere çalıştırılıyoruz.
10 yıllık iş hayatımda birkaç işyerinde çeşitli gerekçeler gösterilerek ve her seferinde de haksız olarak işten çıkarıldım. En son işyerinde ise hayatımda ilk defa duyduğum ve akla mantığa uymayan bir gerekçe gösterilerek işten çıkarıldım. Gerekçe OHAL’di! OHAL bahane edilerek ve “şirket olarak küçülmeye gidiyoruz” denilerek birçok arkadaşımla birlikte işten çıkarıldım. Bizim gibi birçok işçinin işten çıkarılmasına, dolayısıyla da ekmekleriyle oynanmasına neden olan pespaye bir düzen olan OHAL şimdilerde kalıcılaştırılmaya çalışılıyor.
Ben bir kadın işçi olarak kadınları yok sayan, tacizi, tecavüzü meşrulaştıran ve aklayan bir zihniyetin ülkeye hâkim olmasına karşıyım. Bu zihniyeti temsil eden bir tek adamın ülkeyi yönetmesi işçiler için anti-demokratik yasalar demektir. Biz kadın işçiler için ise tüm bunların yanında erkek hegemonyasının bir kat daha artması anlamına gelmektedir. Tüm bu sebeplerden ötürü referandumda tüm işçilerin haklarını korumasının ve “HAYIR” oyu kullanmak için sandığa gitmesinin ne derece önemli olduğu ortadadır.
Yaşadıklarımızın bize öğrettiği bir şey varsa o da tarihin asla geriye gitmeyeceğidir. Tüm yetkileri tek bir adama vermek bizim çıkarımıza değildir.
Bataklığı kurutacak ve gül bahçesine çevirecek olan ancak ve ancak biz kadınlarız, bu inançla bir kadın işçi olarak referandumda “HAYIR” diyorum!