
Sevgili işçi ve emekçi kardeşlerim,
Yaklaşık bir yıl önce Avcılar Belediyesi’nde sendikal örgütlenmeden dolayı işten atıldım. Benimle birlikte atılan arkadaşlarla, 7 ay belediye önünde direnerek haklılığımızı duyurduk. Bu direnişimizin sonucunda Fen İşleri Müdürlüğünde işbaşı yaptık. Ayrıca mahkeme de haklı olduğumuza karar verdi. Açtığımız işe iade davalarımızı kazandık. Sürecimizi sizler de UİD-DER vasıtasıyla takip ettiniz. Yanımızda oldunuz. Hepinize teşekkür ederiz.
Arkadaşlar, hükümet 16 Nisanda Cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında 18 ana maddeden oluşan anayasa değişikliğini oylamamız için bizlere sunacak. Bu anayasa değişikliğini sunan AKP, öne sürdüğü bahanelerle “Evet” dememizi istiyor. Ben buradan bir TC vatandaşı olarak sormak istiyorum. Yaklaşık 15 yıldır tek başınıza iktidarsınız. İstediğiniz kanunları çıkararak, istediğinizi yaptınız. Neden böyle bir anayasa değişikliği yapmak istiyorsunuz? Gerçek sebebini bizlere de söyleyin! Ben yasamanın, yargının ve yürütmenin tek adamın iki dudağı arasında olmasına “Hayır” diyorum. Çünkü sizlere güvenmiyorum. Neden böyle düşünüyorsun diye sorarsanız, birçok nedeni var.
Örneğin son 14 yıldır tek başına iktidar olan AKP döneminde taşeron işçi sayısı milyonları buldu. Bu taşeron işçilerden birisi de benim ve bu taşeronluk belasını başımıza AKP musallat etti. Daha da kötüsü istihdam bürosu adı altında kölelik büroları yaptılar. Düşünün ki bu bürolar yüzünden ne sabit bir işyerimiz olacak ne de tazminat hakkımız. Çünkü bir işyerinde aylarca ve yıllarca çalışamayacağız. Yani gündelik olarak çalışmayı bizlere layık gördüler. AKP döneminde her yıl binlerce işçi yeterli iş güvenliği alınmadığı için canından oldu. Aynı zamanda kadın cinayetleri, tacizleri, tecavüzleri arttı. Yurtlarda bizler gibi asgari ücretlerle çalışan işçi kardeşlerimizin çocukları taciz ve tecavüzlere maruz kaldılar, yanarak hayatlarını kaybettiler. Arkadaşlar, bugünkü şartlarda 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1800 lira olarak belirlendiği halde biz işçilere 1404 lira asgari ücret layık görülüyor. Bizlerden kesilen paralar patronlara destek olarak veriliyor.
Referandumda “Evet” demeyi düşünen işçi ve emekçi kardeşlerime seslenmek istiyorum. Biz işçiler olarak şunu çok iyi bilmeliyiz ki “Evet” dersek tüm bu sorunlar daha da fazlalaşacak. Kardeşlerim, 16 Nisanda “Evet” çıkarsa ki çıkacağını sanmıyorum, en ağır bedeli geçmişte olduğu gibi yine biz işçiler ödemek zorunda kalacağız. İşçiler olarak ne sendikalarımız kalacak ne de haklarımız. Biz sendikaya üye olduğumuz için işten atılmıştık. Buna karşı direndik ve kazandık. Eğer “Evet” çıkarsa bu hakkımız ortadan kalkacak. Bunları bilerek “Hayır” dememiz gerekiyor arkadaşlar.
Bu mektubu okuyan tüm işçilere sesleniyorum. Bizler işçi ve emekçiler olarak oy vermeden önce değişikliklerin bizlere ne gibi katkısı var ona bakmalıyız. Benim bildiğim ve araştırdığım kadarıyla bu değişiklikler bizlere hiçbir katkı sağlamamaktadır. Aksine eğer anayasa bu şekilde değişirse işçi hakları daha fazla gasp edilecek. Bizler işçiler olarak Alevisiyle, Sünnisiyle, Türküyle, Kürdüyle hep beraber referandumda “Hayır” diyelim. Eğer “Evet” dersek, geçmişte bu hakları elde etmemiz için mücadele etmiş, kavga vermiş olanlara da saygısızlık ve nankörlük etmiş olmaz mıyız?