8 Mart Uluslararası Kadın Grevleri
8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü mirası, bu yıl çok sayıda ülkede kadınların eylemleri ve greviyle kutlandı. Tüm dünyada egemenlerin, cinsiyetçi, erkek-egemen zihniyeti körükleyen söylemleri ve uygulamaları artarak devam ediyor. Emeğinin yok sayılmasına, fikrinin değersiz görülmesine, her alanda susturulmasına, evin tüm yükünün omuzlarına yıkılmasına, erkeklerle eşit iş yapsa da eşit ücret alamamasına, çifte ezilmişliğe tepki duyan emekçi kadınlar, “Artık yeter!” diyorlar. Savaşa, yabancı düşmanlığına, homofobi ve transfobiye ve ırkçılığa karşı “Artık yeter!” diyorlar.
Nasıl ki tüm dünyada kadına yönelik baskılar artıyorsa, emekçi kadınların mücadelesi de yükseliyor. Emekçi kadınlar 8 Mart’ta “Kadınsız Bir Gün” şiarıyla dünyanın birçok köşesinde greve çıktılar. Özellikle ABD’de, Trump’ın kadınlara yönelik aşağılayıcı söylemlerinin ve göçmen düşmanlığının üzerine Kasım ayından bu yana kadın eylemleri gerçekleşiyordu. 21 Ocakta gerçekleşen yürüyüşe milyonlarca kadın katılmıştı. Ezilen kadınlara güç veren bu eylemlerin ardından, 8 Mart’ta 50’den fazla ülkede kadınlar grev kararı aldılar.
Dünyanın en doğusunda yer aldığı için 8 Mart gününe ilk giren ülkelerden Avustralya’da, United Voice (Birleşik Ses) sendikası üyeleri, erkeklerden daha düşük ücret almayı protesto ettiler. Ülke çapında çocuk bakım merkezlerinde çalışan binden fazla kadın işçi, erkeklere göre her gün bedavaya birkaç saat daha fazla çalışıyor. Eylemde konuşan sendika temsilcisi, kadınların saat 15.20’den sonra ücretsiz çalıştığını belirtti. 2017’de bu eşitsizliğin kabul edilemeyeceğini ifade eden temsilci, üyelerinin tamamına yakınının 8 Mart’ta daha az çalışarak bu haksızlığı protesto ettiğini ifade etti.
ABD’nin Philadelphia (Filedelfiya) kentinde de kadın öğretmenler bir günlük greve çıktılar. Çok sayıda okul 8 Mart’ta kapalı kaldı. Benzer eylemler kısa süre önce başka ülkelerdeki kadın işçiler tarafından gerçekleştirilmişti. Polonya’daki kadınlar, 6 Ekimde kürtaj hakları için bir günlük greve çıkmışlardı. İzlanda’da da kadınlar 25 Ekimde, erkeklerle aralarında bulunan %14’lük maaş farkını protesto etmek için mesai saatlerini %14 oranında kısaltmışlardı.
8 Mart’taki greve katılan Avrupalı emekçi kadınlar ise, Londra’da bir araya gelerek bir toplantı düzenlediler. Toplantıda, kadınların her alanda daha fazla ezildiğini ve tüm ülkelerdeki kadınların güçlerini birleştirmesi gerektiği vurgulandı. Tüm dünyada kadınları geri plana atan erkek egemen zihniyete ve kapitalist saldırılara karşı kadınların uluslararası bir mücadele vermekten başka bir yolunun olmadığı belirtildi. Baskı ve sömürüyü reddetmenin yolu olarak greve gitmenin önemi konuşuldu.
Organizatörler grevin, daha düşük ücret alıp daha büyük eşitsizliklere, ayrımcılığa maruz kalan, cinsel taciz ve iş güvencesizliği yaşayan kadınların, toplumda ve ekonomide aldığı yerin büyüklüğünü göstermek için bir araç olduğunu belirttiler.
Emekçi kadınlar baskıların bu denli arttığı bir dönemde, bu çifte ezilmişliğe boyun eğmiyor, taleplerini yükselterek alanları dolduruyorlar. Baskılara inat yürüyor, mücadele ediyorlar. Biz de emekçi kadınlar mücadeleye katılmadan, sınıf mücadelesinin başarıya ulaşamayacağını dile getiriyoruz ve “Emekçi Kadınlar Mücadelede Öne” diye haykırıyoruz.
Fransa ve Almanya: Havada Grev Var!
Fransa
Fransa’da havayolu işçileri, çalışma koşulları ve iş saatlerine ilişkin yeniden yapılandırma kararına karşı grev kararı aldılar. Air France havayolu şirketinde çalışan 4 bin hava trafik kontrolörünün yaklaşık %20’sini temsil eden Bağımsız Sendikalar Ulusal Birliği UNSA, 6-10 Mart tarihleri için grev çağrısı yaptı.
Grevin ilk üç gününde binden fazla uçuş iptal edildi. Paris bağlantılı havayolları grev nedeniyle %25 oranında kapasite düşürmek zorunda kaldı. Aynı zamanda birer aktarma merkezi olan havalimanlarında grev İngiltere, İtalya, İsviçre ve İspanya bağlantılı uçuşları da etkiledi.
İşçiler, Haziran 2016’da sendikaları tarafından imzalanan yeni çalışma saati kurallarının değişmesini istiyor. Mevcut çalışma gününü 1 gün daha arttıracak uygulamaya tepki gösteren işçiler, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün bu kararını iptal etmesini talep ediyorlar.
Bu grevin dışında 18-20 Mart tarihleri arasında bir başka grev daha planlanıyor. Havayolu işçileri, şirketin üst düzey yöneticilerinin ücretlerine yapılan %17,6 oranındaki zamma karşılık, işçilerin aynı ücretle daha fazla çalıştırılmasını kabul etmediklerini belirtiyorlar.
Almanya
Almanya’nın başkenti Berlin’de iki havaalanında gerçekleşen grevler, hava trafiğini durdurdu. Berlin Tegel ve Schönefeld havaalanlarında yer hizmetlerinde çalışan Hizmet Sektörü Sendikası Ver.di üyesi 2 bin işçi, 10 Martta 24 saat boyunca iş bıraktı. Bu grevin bir ikaz grevi olduğunu duyuran sendika, işverenden talep ettikleri saat ücretini almamaları durumunda grevlerine devam edeceklerini duyurdu.
Grev nedeniyle Tegel Havalimanında 455 ve Schönefeld Havalimanında ise 204 uçuş olmak üzere toplamda 659 uçak seferi iptal edildi. Grev tarihinin, 184 ülkeden yaklaşık 200 bin insanın geldiği Berlin Turizm Borsası Fuar haftasına denk gelmesi, grevin etkisini daha da arttırdı. Havalimanı yetkilisi, bir günlük grev sonrasında uçuşların hemen düzelemeyeceğini, zaman alacağını duyurdu.
Avrupa’da gerçekleşen bu grevler, bir kez daha işçilerin gücünü ortaya koydu. Krizi bahane gösteren patronlar, kendi kârlarından feragat etmek yerine faturayı işçilere ödetmeye çalışıyorlar. Fakat Avrupalı işçiler bunu kabul etmediklerini iş bırakarak gösteriyorlar.
Şili’de Maden İşçilerinin Grevi Sürüyor
Şili’de 2500 bakır madeni işçisi, sosyal hak gasplarına karşı daha iyi çalışma koşulları için mücadele veriyor. Dünyanın en büyük bakır madeni olan Escondida, işçilerin taleplerini dikkate almamakta ısrar ediyor. Ancak işçiler, taleplerinin karşılanması için sabırlı ve kararlı bir şekilde 9 Şubattan bu yana grevlerini sürdürüyorlar.
Maden işçileri, Atacama Çölü’nün ortasına çadır kurarak, sendikanın sembollerini, flamalarını taşıyarak, şapka ve önlüklerini giyerek maden ile bakır üretim tesisleri arasındaki ana yolları ulaşıma kapatarak çeşitli eylemler gerçekleştiriyorlar. Anayolu trafiğe kapatan işçilere polis azgınca saldırıp, mücadelelerini kırmaya çalıştı. Ancak işçiler, bugüne kadar mücadele sonucu elde ettikleri kazanımlarını korumak ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi temel talepleri karşılanıncaya kadar grevlerine devam edeceklerini söylüyorlar. İşçilerin temel talepleri arasında ücretlere %7 oranında zam, işe yeni başlayan işçilerin geçici değil sürekli çalıştırılması ve iş güvencelerinin sağlanması bulunuyor.
Maden işçilerinden biri, yaşadıkları sorunları ve neden mücadele ettiklerini şöyle ifade ediyor: “Onurumuz için mücadele veriyoruz. Çok kötü koşullarda çalışıyoruz ve ayın yarısını ailemizden ayrı yaşamak zorunda kalıyoruz.” İşçiler, firmanın önümüzdeki sözleşmelerde ücret ve sosyal hak kesintisine gidebileceği sinyallerini aldıklarını da söylüyorlar. Tüm bu saldırılara karşı Şilili madenciler, geleceklerine sahip çıkmak için çetin bir mücadele veriyorlar.