Haziran seçimlerinin bitip Cumhurbaşkanının hükümeti kurdurmadığı, yeniden seçim dediği dönemde 3 tane mağazası olan arkadaşla konuşuyoruz;
- Paşam biz esnafız bizim para kazanmamız için istikrar lazım o yüzden AKP’ ye oy ver kardeşim. Bak tek başına gelsinler para muslukları açılacak. Araplar AKP’nin tek başına iktidara gelmesini bekliyor, milyon dolarlar kapıda, ticaret, istikrar…
Aradan zaman geçti AKP tek başına iktidara geldi, aradan 6 ay geçti geçmedi arkadaş krizden dolayı dükkânına haciz gelince birisini kapatmak zorunda kaldı.
- Hayırdır işler çok durgun ne oldu istikrar?
- Ya görmüyor musun Fetöcüler, vatan haini şerefsizler ülkeyi de bizi de perişan ettiler
- Ne olacak peki?
- Bunların hepsi temizlenecek, ülke elden gidiyordu az kalsın, merak etme Türkiye’nin önü açık!
Tabii darbe bastırıldı, paralelle mücadele başladı, bu arada arkadaş bir dükkânını daha kapatmak zorunda kaldı. Kriz daha da derinleştiği için elinde bir tane mağazası kaldı. Geçen gün aradım;
- Ne yaptın toparladın mı biraz, borçları azaltabildin mi?
- Sorma kardeşim zaten iş güç yok, bir de bu referandum çıktı, neredeyse siftah yapmadan dükkân kapatıyoruz. Zaten elde avuçta bir şey kalmadı borçlular kapıya dayandı. Bir hafta içinde burayı da kapatıyorum.
Haziran seçimlerinden bugüne kadar istikrar bekleyen, umudunu AKP’ye bağlayan arkadaşın hikâyesi böyleydi işte. Bu arkadaşım geçenlerde beni aradı;
- Senden bir şey isteyeceğim kimsenin haberi olmasın, ama küçük bir dükkân açacağım. Yalnız, kapattığım dükkânların elektrik borcu olduğu için şu anda dükkâna elektrik almak için abone olamıyorum, senin adına abone olsam olur mu? Söz 3 ay içinde üzerime alacağım.
- Bakarız dedim, Nisan geliyor ne diyorsun referandum için. Sen herhalde EVET dersin?
Cevap şu oldu:
- Allah hepsinin belasını versin!