
18 Mart dolayısıyla televizyonlarda, okullarda, gazetelerde kısacası her yerde sürekli Çanakkale Zaferi gündem edildi. Okullarda Çanakkale’ye geziler düzenleniyor; cep telefonlarına mesajlar gönderiliyordu. Bu şekilde işçi ve emekçilere “vatan için” canlarını feda etmeleri gerektiği propagandası yapılıyor. Egemenler her zaman kendi çıkarlarını vatan kılıfıyla kitlelerden gizlemeye çalışırlar. AKP hükümeti de kahramanlıklarla dolu bir tarih yalanı üzerinden emekçileri kandırmaya çalışıyor ve bunun için her olayı kullanıyor. “Yedi düvele karşı savaşmış kahraman Türkler”, “gözünü kırpmadan vatan için canını vermiş bir neslin evlatları” gibi söylemlerle milliyetçi propaganda bombardımanına maruz kalan emekçilerin zihinleri burjuvazinin ideolojisi ile zehirleniyor. Gerçekler ise daima işçi sınıfından gizleniyor. Bir avuç egemenin çıkarı sanki herkesin çıkarınaymış gibi yansıtılarak kitlelerin bilinçleri çarpıtılıyor. Gerçekte tüm bu savaşlarda ve “kahramanlık destanlarının” arkasında egemenlerin çıkarları yatarken, işçi sınıfının payına ise daima yoksulluk ve ölüm düşmüştür.
Egemenlerin dünyadaki pazar alanlarını yeniden paylaşmak için başlattıkları Birinci Dünya Savaşı nedeniyle Çanakkale’de on binlerce insan birbirine kırdırılmış ve Çanakkale değişik milletten sayısız emekçiye mezar olmuştur. Ama egemenler bu acıların ve katliamın üzerini milliyetçilik ve kahramanlıkla örtüyorlar. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sonucunda on milyonlarca işçi ve emekçi katledildi. Şu anda ise Üçüncü Dünya Savaşı ile dünyada yeniden bir kıyım yaşanıyor. Çanakkale savaşının milliyetçi propagandalarla destanlaştırılmasının amacı da, işçi sınıfının, geçmişte olduğu gibi burjuvazinin çıkarlarına “kahramanca” alet olmaya razı edilmek istenmesidir.
Birinci Dünya Savaşında, emekçiler şenliklerle, milliyetçi coşkuyla gittikleri cephelerde aynı ortak kaderi paylaştılar. Tüm cephelerde emekçiler birbirine kırdırılıp katledildi. İşçi sınıfını, gözü dönmüş egemenlerin kâr hırsıyla yaktıkları savaş ateşinden kurtaran, Rusya’da iktidarı ele alan işçi sınıfı oldu. İşçi sınıfı uyanmış, bilinçlenmiş ve burjuvazinin milliyetçi ideolojisine kanmayarak savaşa hayır demişti. Bugün de biz işçi sınıfının burjuvazinin kahramanlık destanları ile bezeli milliyetçi propagandalarına kanmayıp gerçekleri görmemiz gerekiyor. Biz işçilerin gerçek kurtuluşu, kendi çıkarları için bizi birbirimize kırdıran patronlar sınıfının iktidarını alaşağı ederek onları defetmekten geçiyor.