AKP iktidarı, 16 Nisanda yapılacak anayasa değişikliği referandumuna seferber olmuş durumda. AKP’nin bakanları, valileri, milletvekilleri; esnafları ziyaret ediyor, işçi mahallelerine ve fabrikalara giderek işçi ve emekçilerden “evet” demelerini bekliyor. Geçenlerde eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, bir ayakkabı fabrikasının bahçesinde gerçekleştirdiği referandum propagandasında işçilere “evet mi, hayır mı?” diye sorunca, kadın işçilerden beklemediği biçimde “Hayır” cevabı aldı. Hayır diyen 3 kadın işçi daha sonra işveren tarafından işten çıkartıldı.
İşten atılan kadın işçilerden biri yaşananları şöyle anlatıyor. “Fabrikaya AKP vekili gelecek denildi. Ve tüm çalışanları zorunlu bir şekilde fabrikanın bahçesine topladılar. Biz ustabaşına katılmak istemediğimizi söyleyince usta ‘siz kendinizi çok mu akıllı zannediyorsunuz’ dedi ve zorla indirildik. AKP’li vekil konuşması arasında ‘evet mi diyoruz?’ diye sorunca biz de ‘Hayır’ dedik. Ertesi gün patron çalıştığımız bölüme AKP bayrağını asınca biz de yönetime bu bayrağı indirmeleri talebinde bulunduk. Fakat yönetim bizleri yazıhaneye çağırarak hakaretler yağdırdı. ‘Hayvanlar, dinsizler, imansızlar’ diyerek bizi işten çıkardı.”
Bugün işçilerin önüne zorla koyulan referanduma yönelik hükümetin istemediği sözler duyulunca mesele işten atılmaya kadar gidiyor. AKP hükümeti sözde demokrasinin sınırlarını genişletmek için referanduma gidildiğini anlatıyor. Bu nasıl bir demokrasidir ki medyada ‘evet’ten başka propaganda yapılamıyor. TV programları, radyolar, gazeteler sadece iktidara çalışıyor. “Hayır” kampanyası yapanlara linç girişiminde bulunuluyor. Bunlar yetmezmiş gibi fabrikada çalışan işçiler hayır dediği için işten atılıyor. İşte sözde demokrasi böyle oluyor. İşçileri “dinsizler, imansızlar” diye yaftalayan patronlar sigortasız işçi çalıştırmaktan geri durmuyor. İşçileri düşük ücrete ve insani olmayan çalışma koşullarına mahkûm ediyorlar. Bugüne kadar hükümetler ve patronlar el birliğiyle işçilerin kazanılmış haklarını gasp ettiler ve etmeye devam ediyorlar. Bu nedenle işçiler bütün yetkiyi tek adama vermek istemiyorlar ve “hayır” diyorlar.