
Kapitalizmin dünya ölçeğindeki sıkışmışlığı ile bağlantılı olarak son yıllarda hem ekonomik hem de siyasi krizlerle gündeme gelen Latin Amerika ülkesi Brezilya’da işçiler genel greve çıktılar. İşçiler, krizin faturasının sürekli işçi sınıfına ödetilmek istenmesine artık yeter diyorlar. 28 Nisan Cuma günü gerçekleşen greve, ülkenin özellikle büyük şehirleri başta olmak üzere 26 eyalette yaklaşık 35 milyon işçi katıldı. Son yirmi yıl içinde ilk kez genel greve çıkan işçiler, hükümetin reform adı altında işçi haklarını gasp etmesine izin vermeyeceklerini duyurdular.
Çeşitli sendikalar tarafından çağrı yapılan greve; endüstri, eğitim, ulaşım, iletişim, bankacılık ve daha pek çok sektörden işçi katıldı. Sendikaların açıklamasına göre greve katılanlar arasında Kuzeydoğu Salvador’daki Ford oto tesisleri, Recife tersaneleri, büyük askeri tesislerin yakınındaki elektronik fabrikalar da yer alıyor. Ayrıca işçiler, Renault ve Bosch’a ev sahipliği yapan Curitiba şehrinde de greve çıktılar. Curitiba şehri, Volkswagen, General Motors, Chery, Volvo, Merseces-Benz, Ericsson ve Embraer gibi sektör devlerinin bulunduğu Sao Paulo ve Rio de Janeiro’yu birbirine bağlayan sanayi koridoru olması açısından büyük bir anlam ifade ediyor.
Uzun süredir kemer sıkma politikalarına devam eden Brezilya hükümeti, ülke ekonomisini krizden çıkartma gerekçesiyle bir dizi yeni saldırı paketi hazırlıyor. Emeklilik yaşını yükselten ve çeşitli hakları tırpanlayan yeni düzenlemelere karşı işçilerin öfkesi büyük. İşçiler grev günü sabahın erken saatlerinde havalimanı ve terminallere giden yollar da dâhil pek çok yerde ulaşımı durdurdular. İşçilerin mücadelesine tahammül edemeyen hükümet ise polis gücüyle işçilere saldırdı. Bu tarz düzenlemelerle ekonominin düzeltilemeyeceğini, ancak işçi haklarının büyük ölçüde kısıtlanacağını belirten işçiler, genel grevle hükümete bir uyarı mesajı verdiler. Başkan Temer reformlarda ısrarcı olduğunu belirtiyor. İşçiler ise söz konusu reformların tamamen iptal edilmesini talep ediyorlar. Aksi halde grevlere ve çeşitli eylemlere devam edeceklerini duyuran işçiler, zaten kötü olan koşullarının daha da kötüleşmesine izin vermeyeceklerini belirtiyorlar.
İşsizlerin sayısının 13 milyonu geçtiği Brezilya’da, diğer ülkelerde olduğu gibi krizin tüm yükü işçi sınıfının üstüne yıkılmak isteniyor. “Ülke ekonomisi için” gibi genel bir söylemin arkasına sığınan hükümet, gerçekte milyonlarca işçinin daha da yoksullaşması pahasına patronların çıkarları için çalışıyor. Bu tarz ekonomik reformlar, işçilerin daha da yoksullaşması daha da sömürülmesi anlamına geliyor. Bu gidişatı kabul etmeyen Brezilyalı işçilerin cevabı ise genel grev oldu. İşçiler, üretimden gelen güçlerini kullandılar ve Brezilya’da 28 Nisan’da hayatı durdurdular. Hemen ardından da 1 Mayıs meydanlarına çıkarak öfkelerini ve taleplerini bir kez daha dile getirdiler. Başkent Sao Paulo’daki gösterilere yüz binlerce işçi katıldı ve hem hükümete hem Başkan Michel Temer’e hem de kapitalizme karşı öfkelerini haykırdılar.