
Dünya işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür 1 Mayıs. Tüm dünyada olduğu gibi bizim topraklarımızda da yıllardır kutlanan 1 Mayıs’ı işçi sınıfının tarihsel hafızasından silmek isteyen patronlar sınıfı bunu hiçbir zaman başaramamıştır. Patronlar sınıfı ve onların temsilcisi hükümet, bizlerin bu şanlı gününü tanımak, aynı zamanda da resmi tatil olarak kabul etmek zorunda kaldı.
Ne var ki örgütsüz ve bilinçsiz olduğumuz koşullarda büyük bedellerle kazanılan haklarımızı bile kullanamıyoruz. Resmi tatil olmasına karşın işyerleri çalışmaya devam etti. İşçi bayramı olarak anılan 1 Mayıs maalesef bazı işçiler için bayram günü değil ölüm günü oldu.
Gemlik’te Borçelik fabrikasında boya işi yapan ve taşeron bir firmada çalışan 37 yaşındaki Şevket Tabla tavan vincinin kancasının kafasına çarpması sonucu ağır yaralandı. Hastaneye kaldırılan Tabla maalesef hayatını kaybetti. Kocaeli Cengiz Topel Havaalanı idari bina inşaatının 2. katında çalışan 43 yaşındaki Aydın Bakımlı dengesini kaybedip düştü. Kafası demirler arasına sıkışan Bakımlı kurtarılamadı. Bir iş cinayeti haberi de Adana’dan geldi. Geçim sıkıntısı yaşayan ailesinin bütçesine katkı sağlamak için bir mobilya atölyesinde çalışan 16 yaşındaki çocuk işçi Ömer Faruk Sever, asansöre mobilya yüklerken asansörün bir anda çalışması sonucu kabin ve duvar arasında sıkışarak can verdi. Elazığ’da ise 57 yaşındaki Levent Yılmaz çalıştığı fabrikada üzerine forklift devrilmesi sonucu aramızdan ayrıldı.
İşçi sınıfı dünyanın her yerinde hakları için, çalışırken ölmemek için sesini yükseltirken, bir yandan da işçilerin ölüm çığlıkları yükseliyor. Patronlar sınıfı daha fazla kâr için kadın-erkek, genç-yaşlı, çoluk-çocuk demeden bizlerin bayram gününde, hem de resmi tatil olan bir günde bizleri çalıştırıyor ve alınması gereken güvenlik önlemlerini almayarak bizleri ölüme gönderiyor. Resmi tatil olmasına rağmen baskıyla ve işten atma tehdidiyle işçileri zorla çalıştıran ve ölümlerine sebebiyet veren patronlar için hiçbir ceza, hiçbir yaptırım uygulanmıyor.
Patronlar sınıfı işçilerin şanlı günü 1 Mayıs’ı her fırsatta karalamaya, bu günü bizlerin bilincinde bir korku gününe dönüştürmeye çalışıyor. Ama görüyoruz ki, bizleri alanlarda olmak, taleplerimizi haykırmak veya örgütlü olmak değil, örgütsüz kalıp patronlar sınıfının baskılarına boyun eğmek, sessiz kalmak öldürüyor. İşçiler birleşmedikçe haklarını beraber savunmadıkça sermaye düzeni bizleri öldürmeye devam edecektir.
Örgütsüzlük Öldürür, Örgütlü Olmak Hayat Kurtarır!