
Coşku dolu 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bayraklarımızla, sloganlarımızla, Gebze meydanına sığmadık. Baskıların arttığı, tüm hak mücadelelerinin hükümet tarafından yasaklandığı bir dönemdeyiz. Bu baskı rejimine rağmen işçiler fabrikalardan, mahallelerden, emeğin hayat bulduğu her yerden meydanlara aktı. Dünyanın dört bir yanında işçilerin birbirine benzer talepleri haykırdığı bu günde bir kez daha ne kadar kararlı ve haklı olduğumuzu gösterdik.
Karamsarlığın, korkuların, haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin olmadığı bir dünya için sesimizi yükselttik. Taşeronlaştırmaya, kiralık işçiliğe, kreş hakkına, kadın işçilerin çifte ezilmişliğine, kardeş halkların birbirlerine düşmanlaştırılmasına, kısacası patronların işçileri daha iyi sömürebilmesi için giriştikleri her türlü oyuna hayır dedik. Biz kapitalist egemenleri durdurmadıkça onlar zulmetmeye devam edecekler. Biz işçiler sömürücüleri durduracak güce sahibiz. Bu gücün örgütlü bir şekilde doruğa çıktığı bir gündür 1 Mayıs. Sermaye sınıfının saldırılarına hayır dediğimiz bir gündür 1 Mayıs. Patronların oyunları karşısında işçilerin oyuna gelmediğini gösterdiğimiz ve haykırdığımız gündür 1 Mayıs. İşçi sınıfının sorunlarını çözüme kavuşturacak taleplerin haykırıldığı yerdir 1 Mayıs. Daha önce yüzlerini bile görmediğim birçok işçi kardeşimizle taleplerimizi haykırdığımız, halaylar çekip türküler söylediğimiz bayramdır 1 Mayıs.