
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, 13 Mayısta 3. Havalimanı inşaatında düzenlenen “İş Sağlığı ve Güvenliği Hedef Sıfır Deklarasyon” imza töreniyle iş sağlığı ve güvenliği seferberliği başlattıklarını açıkladı.
Müezzinoğlu, iş sağlığı ve güvenliğinin öncelikli işlerinden olduğunu, bu alanda mesafe aldıklarını ama dünya standartlarına göre hâlâ kayıplarının büyük olduğunu anlattı. Çalışma Bakanı, Türkiye’deki iş koşullarındaki iyileşmeden ve başarıdan büyük bir gururla bahsettiğine göre iş cinayetlerinde yaşamını kaybeden işçilerden bihaber olsa gerek! Başarı diye övündükleri, ölümlü iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada olmamız mı? Utanmadan çıkıp bunu başarı diye yutturmaya çalışıyorlar.
Bakanlık bu açıklamayı yapmak için Soma katliamının yıldönümünü seçmişti. Katliamın üzerinden tam 3 yıl geçti. Peki, bu 3 yılda değişen ne oldu? Soma katliamı 2014 yılında gerçekleşmişti. O yıl en az 1886 işçi iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti. 2015 yılında 1730, 2016 yılında ise 1970 işçi iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti. İş cinayetlerinde yaşamını kaybeden işçilerin toplam sayısına baktığımızda her yıl neredeyse 6-7 kez bir “Soma katliamı” yaşanıyor. Bu kadar ölüme rağmen kılını bile kıpırdatmayan Çalışma Bakanlığı, bugün yüzleri hiç kızarmadan hedeflerinin “sıfır iş kazası” olduğunu açıklayabiliyor. Ve bu açıklamayı yaptığı yer, dünyanın 7. büyük havalimanı olacağını açıkladıkları 3. havalimanı inşaatı. Havalimanında çalışan iş güvenliği uzmanı arkadaşlarımızın anlattıklarına göre bugüne kadar burada birçok işçi kardeşimiz iş kazalarında hayatını kaybetti. Bu kazaların ancak birkaçı medyaya yansıdı, geri kalan iş cinayetlerinin ise üzerini örttüler.
İş güvenliği uzmanları olarak bakanlığın yaptığı denetimleri çok iyi biliyoruz! Hayati derecede ciddi riskler barındıran koşullarda dahi önlemleri almayan patronlara kestikleri para cezaları 2500 lira civarında. Düşünün, patron havalandırma sistemi kurmuyor. Denetime gelen bakanlık görevlileri, “havalandırma sistemi kurman gerekiyor, neden kurmadın?” diyor. Sonra sözüm ona ceza kesip, çekip gidiyor. Havalandırma sisteminin maliyeti 100-150 bin lira civarındayken bakanlığın kestiği ceza 2 bin 500 lira. Patronlar için cezayı ödemek insan sağlığı açısından olmazsa olmaz olan havalandırma sisteminden çok daha düşük maliyetli olduğu için önlemleri almıyorlar. Sonuçta onlarca, yüzlerce işçi meslek hastalığı/iş kazası sonucu hayatını kaybediyor. Bunun en can yakıcı örneğini Ermenek’te yaşanan katliamda görmüştük. Müfettişler gelip denetim yapmışlar ve alınmayan önlemler için çok komik para cezaları kesmişlerdi. Ama maden patronu, işçileri çalıştırmaya devam etmiş ve bu katliamda 17 maden işçisi kardeşimiz hayatını kaybetmişti.
İş güvenliği önlemini ancak örgütlü işçiler aldırabilirler. Örgütlü olmadığımız müddetçe ölmeye mahkûm olacağız. Çalışma Bakanlığının seferberlik çağrıları bizi kandırmamalı, onların seferberlik ilanları göz boyamaktan başka bir şey değil. Onlar sadece kendi koltuklarını ve patronlar sınıfının çıkarlarını düşünürler. Öte yandan örgütlenmek hayat kurtarır!