Ben 22 yıldır bilfiil çalışan bir işçiyim. Bizim maaşlarımızda devletin hep gözü vardı. Geçmiş yıllarda güya işçiler tasarruf yapıp para biriktirsinler diye “tasarruf teşvik fonu” adı altında her ay maaşımızdan kesinti yaptılar. Televizyonlarda, gazetelerde bu fonu allayıp pulladılar iyi bir şeymiş gibi anlattılar. Tıpkı şimdi kıdem tazminatı fonu için söyledikleri gibi, “paranız bir yere gitmiyor, daha da değerlenecek, yıllar sonra toplu para sahibi olacaksınız” dediler. Peki, ne oldu? Maaşlarımızdan kesilen bu paralarla oluşturulan “tasarruf teşvik fonu” patronlara peşkeş çekildi. Aradan yıllar geçti, işçiler fondaki paralarını geri isteyince de elimize kuşa dönmüş üç kuruş para verdiler. Kimi işçi arkadaşım ise sorun çıktığı için alamadı. Kimileri dava açtı ama açtığıyla kaldı. Ben aldım almasına ama alacağım para miktarı o kadar az ve komikti ki... Anaparayı 10 taksitte geri verdiler. Keserken çok düzenli bir şekilde maaşlarımızdan kesildi, ödemeye gelince bin türlü işkence!
Sermaye devletinin bugün de yapmaya çalıştığı şey aynıdır. “Kıdem tazminatı hakkınız bir yere gitmiyor, aksine normalde alamayanlar da alabilecek” diyerek işçileri kandırmaya çalışıyorlar. Hâlbuki mevcut işsizlik fonunun kullanımı bile durumu ayan beyan anlatıyor aslında. İşsizlik fonunda birikmiş 106,7 milyar lira var ve geçen yıl bunun sadece 3,6 milyar lirası işçilere işsizlik maaşı olarak geri ödenmiş. Türlü bahanelerle işsiz işçilere bu maaşlar ödenmiyor. Çoğu işçi bu şartları yerine getirmediği gerekçesiyle maaşından yapılan kesintilerle büyüyen fondan yararlanamıyor. Ama patronlara bu fon alabildiğine açık! Kıdem tazminatını fona devrederlerse aynı şeyin bu fonun da başına geleceği aşikârdır. Daha sonraki yıllarda da işlerine gelmezse tamamen kaldırırlar, kıdem tazminatı hakkı da uçmuş gitmiş olur.
Patronlar sınıfı kendilerine işsizlik fonu, kıdem fonu gibi yağmalayacak kaynaklar istiyor. Bu kaynakların musluğunu daima işçi sınıfında arıyorlar. Bizler daha önceki fonların başına nelerin geldiğini gayet iyi biliyoruz. Devletin tepesindekiler utanmadan medyada ve her yerde işçilerin kıdem tazminatı alamadığından bahsediyorlar. Bir gün bile çalışan işçi kıdem tazminatı alabilecek diye propaganda yapıyorlar. Peki, neden şu anda birçok işçi kıdem tazminatı hakkından yararlanamıyor? Neden kıdem tazminatını ödemeyen patronlara ağır yaptırımlar uygulanmıyor? Neden bir gün bile çalışsa işçi kıdem tazminatı alamıyor? Bunların olamamasının asıl sebebi sermayenin, patronların hizmetindeki AKP iktidarıdır. Dolayısıyla derler ya “senden gelecek iyilik Allah’tan gelsin”, aynı bu deyimdeki gibi, sermayenin hükümetinden gelecek bu sözde iyiliğe işçi sınıfının ihtiyacı yoktur!
Eğer gerçekten dertleri işçiye hak ettiği kıdem tazminatını vermekse fona devretmeden de birçok yol bulunabilir. Ama amaçları bu olmadığı için gerçekleri çarpıtıyorlar. Bu yüzden konuşulan ve vaat edilenlere sorgusuz sualsiz inanmayalım. Her şeyden önce kıdem tazminatı sadece para meselesi değildir. Hakkımızın gaspıdır. İşçilerin iş güvencesidir. İşsiz kaldığında yeni bir iş bulana kadar kullanabileceğin paradır. Eğer bu fona devredilirse patronlar işçiyi kıdem engeli olmadan rahat rahat işten çıkaracaktır. İşçinin de bir işyerinde uzun yıllar çalışma olanağı ortadan kalkmış olacak.
Bu yüzden biz işçiler olarak kıdem tazminatı hakkımızı da onlara vermemek için mücadeleyi yükseltelim. Bu mücadele her işçinin görevi, boynumuzun borcudur.