Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği sitesinde yayınlanmıştır (https://uidder.org)

Anasayfa > Etkinliklerimiz > Kampanyalar > Kıdem Tazminatımızı Gaspettirmeyelim! > Yaşayarak Öğrendim ki Yasalar da Taraflı

Yaşayarak Öğrendim ki Yasalar da Taraflı

Pendik’ten bir işçi

29.05.2017

Aslında patronlar sınıfının çıkarları söz konusu olduğunda ve işçi sınıfı örgütsüzken hakkını koruyamıyorsa kazanılmış haklar kaybediliyor. Bizler yasalarda yer alan, işçi sınıfının zamanında mücadele ederek kazandığı hakları korumalı, gerektiğinde mahkemelerde hakkımızı aramalıyız. Ama özünde yasalar patronlar sınıfının çıkarlarını korumayı amaç edinmiştir.

Pazar günü bir grup arkadaşla oturmuş sohbet ediyorduk. Bir arkadaşımız “sonuçta bugüne kadar çalışanların hak edişleri kazanılmış hak olmuyor mu?” diye sorunca, aklıma yıllar önce belki de genç ve en heyecanlı zamanlarımda bir sendika avukatıyla yaptığım sohbet geldi.

İşçilik hayatım boyunca “kazanılmış hak” kavramının geçtiği her konuda aslında o konuşma aklıma gelir. Aslında patronlar sınıfının çıkarları söz konusu olduğunda ve işçi sınıfı örgütsüzken hakkını koruyamıyorsa kazanılmış haklar kaybediliyor. Bizler yasalarda yer alan, işçi sınıfının zamanında mücadele ederek kazandığı hakları korumalı, gerektiğinde mahkemelerde hakkımızı aramalıyız. Ama özünde yasalar patronlar sınıfının çıkarlarını korumayı amaç edinmiştir. Bundan dokuz yıl önce çalıştığım işyerinde örgütlenmek ve sendikaya üye olmak istemiştik. Bu sendikalaşma mücadelesinde öne çıktığımızdan, dört işçi işten çıkartılmıştık. Biz de sendikamızın avukatı aracılığı ile dava açtık ve davayı kazandık. Davamız Yargıtay’dan birçok işçi arkadaşımızın davasına göre daha kısa bir sürede ve benzer davalardakinden daha yüksek bir tazminat kararı ile döndü. Davanın Yargıtay’dan dönüşünden birkaç gün sonra sendikada arkadaşlarla ve avukatımız ile bir araya geldik. Elbette ben UİD-DER’li bir işçi olarak daha öncesinde konuyu araştırmış ve öğrenmiştim. Sendikamın avukatına şöyle sordum: “Şimdi Yargıtay tarafından bile bizim sendikalaşmaktan dolayı işten çıkartıldığımız tespit edildiğine göre Anayasanın 15. Maddesine göre ‘Sendikalaşmak anayasal bir haktır ve bu haktan mahrum bırakmaya ve/veya engellemeye yönelik davrananlar hakkında 6 ay ila 3 yıl arasında hapis cezası uygulanır’ diye bir hüküm yok mu?” Avukat “evet, doğru” deyince ben de “o zaman bu konuda da dava açabilir miyiz?” dedim. Avukat “Maalesef! İsterseniz başvurabiliriz ancak bu konuda daha önceden yapılan binlerce başvuru var ve hepsinin sonucu aynı. Dava bile açılamamış, hepsi savcılıktan geri dönerek ‘kovuşturmaya yer yok’ denilerek reddedilmiştir” diye cevap verdi. Sonrasında kendim araştırdığımda da söylediklerinin doğru olduğunu öğrendim. Yaşadığım bu olay bana anayasada yer alan ve devletin “anayasal bir hak” olarak güya “garanti altına aldığı” bir hakkımızı bile patronlar sınıfının işine gelmediği için uygulamadıklarını ve bu konuda kimsenin hesap sorma hakkının dahi olmadığını öğretmiş oldu.

Yani hak verilmez ve alınır. Eğer mücadele etmezsek var olan haklarımız elimizden alınır. Bugün de kıdem tazminatımız elimizden alınmak isteniyor. Üstelik bu, onlarca ya da yüzlerce işçiyi değil, bugün çalışmakta olan milyonlarca işçiyi yakından ilgilendiriyor. Televizyonlarda patronların sözcülüğünü yapanlar çıkıp kıdem tazminatı fonunun yasalarla korunacağını söylüyor. Fakat zaten anayasadaki maddeleri bile işlerine geldiği oranda kullandıran egemenler, bu fon hakkında yarın açılacak davaları, gelecek talepleri ne kadar dikkate alacaklar? O yasaları keyiflerine göre değiştirmeyecekler mi? Yani kıdem tazminatımız elimizden alındıktan sonra ne söz hakkımız olacak, ne de artık alabileceğimiz bir tazminatımız olacak. Bunun için işçiler olarak örgütlenmeli ve kıdem tazminatımızın fona devredilerek patronlara peşkeş çekilmesinin önüne geçmeliyiz.

  • Kıdem Tazminatımızı Gaspettirmeyelim! [1]

Kaynak URL: https://uidder.org/yasayarak_ogrendim_ki_yasalar_da_tarafli.htm

Links
[1] https://uidder.org/taxonomy/term/550