
İşyerinde stajyer arkadaşla sohbet ediyordum. Konu kıdem tazminatına geldi. “Kıdem tazminatını elimizden almaya çalışıyorlar” dedim. Arkadaşım iş hayatında daha çok yeni olduğu için konuyu pek anlayamadı. Önce işsizlik fonundan bahsettim. Bu fondan işsiz kalan işçilere ödeme yapılması gerekirken çok az işçinin bu paradan faydalanabildiğini anlattım. Oysa patronlara bu fonun sınırsızca açık olduğundan, istedikleri gibi kullanabildiklerinden bahsettim. AKP hükümeti kıdem tazminatı için de bunu yapmak istiyor.
Dedim ki; “Kıdem tazminatı, işçiler işten çıkarıldığında işverenin vermek zorunda olduğu bir tazminattır. İşçi de yeni bir iş bulana kadar bu parayla geçimini sağlamaya çalışır. Baban bir işçi değil mi?” diye sordum. “Evet, abla” dedi. “Kaç yıldır aynı işyerinde çalışıyor?” diye sordum. “6 yıldır aynı işyerinde çalışıyor” dedi. “Varsayalım ki babanı işten attılar. Patronu işten çıkardığı için babana kıdem tazminatı ödemek zorunda. Ama AKP hükümeti kıdem tazminatımızı fona devrederse öyle parayı falan unut gitsin. 10 yıl bekle ki parasını alsın. Alıp almayacağı da meçhul tabi. Hem de tazminat engeli ortadan kalkacağı için bundan sonra eski işçileri daha kolay işten çıkarabilecekler.”
Bu anlattıklarım üzerine “nasıl yani şimdi babamı işten atarlarsa tazminat vermeyecekler mi?” diye sordu. “Elbette ki vermeyecekler” dedim. Bu yüzden bu konuyu herkese anlatıp hakkımıza sahip çıkmamız gerektiğini söyledim. O da “akşam gidince babama hemen söyleyeyim o da arkadaşlarına söylesin” dedi.
Ertesi gün babasıyla konuşmuş. Babama söyledim inanamadı, dedi. “Nasıl olur bunca birikmiş emeğimize el koyarlar? Olur mu öyle şey?” diye öfkelenmiş. “Oysa televizyonlarda ne güzel anlatıyorlar fona devredeceklerini. Biz de güzel bir şey diye düşünmüştük arkadaşlarla. Adımıza hesap açılacak istediğimiz zaman paramızı alacağız falan diye seviniyorduk. Ben işyerindeki arkadaşlara söyleyeyim öyle şey olmaz” demiş.
Bazı işçiler kıdem tazminatının başına gelecekleri burjuva medyada anlatılan kadar bildikleri için fonu iyi bir şey zannediyorlar. Oysa hakkımızı gasp ediyorlar. Bunun için İşçi Dayanışması bültenimizi daha fazla işçiye ulaştırmamız ve gazetemizi okumalarını sağlamamız gerekiyor. Hakkımıza sahip çıkmak içinse örgütlü bir şekilde sesimizi yükseltmek zorundayız.