Bugün dünyamız büyük bir krizin içine girmekte ve bu kriz acılarla, yıkımlarla, gözyaşları ve ölümlerle birlikte giderek tüm emekçilere nüfuz etmektedir. Dünyanın onlarca yerinde emperyalist savaş, etnik kışkırtma ve açlıktan kaynaklı nice bedenler yaşama gözlerini yummakta, yine birçokları hayatları boyunca izlerini taşıyacakları sakatlıklar ve hastalıklar çekmektedir. Tüm bu gözyaşı ve yıkımın arkasında da krizden çıkmak için bizlerin kanı üzerinden kâr sağlayan patronlar var. Bundan 79 yıl önce yaşanan 1929 buhranı da tüm dünyada felaketlere neden olmuştu. Derneğimiz UİD-DER’in bu hafta düzenlediği ve 1929 krizini anlatan belgesel filmde de bizlere o günlerde yaşananlar, yine o dönemin insanlarının anlatımıyla aktarıldı. Kriz sonrası bir anda değişen hayatlarında, yaşananlara bir türlü anlam veremediklerini dile getiriyorlardı. Oldukça etkileyici olan belgesel film, buhranın tanıklarından birinin “umarım bir daha bunları yaşamayız” sözleriyle bitmekteydi.
Etkinliğin tartışma kısmına geçildiğinde duygu düşüncelerini aktarmak isteyen arkadaşlar, belgeselin kendilerine neler hissettirdiğini ve neler yapılması gerektiğini söyleyip mücadele çağrılarında bulundular. Konuşan arkadaşlardan biri belgeselin sanki bugünleri anlattığını vurgulayıp günümüzde derinleşen krize dikkat çekmeye çalıştı. Bir diğeri ise bir an için o dönemde yaşadığını hayal ettiğini ve dönemin açlık, sefalet koşullarının ağırlığını daha da derinden hissettiğini ve mücadele etmeyi elden bırakmamamız gerektiğini vurguladı.
Bugünde milyarlarca işçi ve emekçi krizlerin ve savaşların eşiğinde yaşama tutunmaya çalışıyor. Krizler bu sistemin olmazsa olmazlarıdır. Bir daha 1929 benzeri krizlerin olmayacağını savunanlar her zamanki gibi yanılmışlardı. Her atlatılan kriz daha büyük krizleri doğurmaktadır. Bugün 1929 krizini de aşmakta olan bir kriz yaşanmaktadır ve ağırlığını her geçen gün biraz daha fazla hissettirmektedir. 1929 krizini 2. emperyalist paylaşım savaşı izlemişti ve bu savaşta 55 milyon kişi yaşamını yitirmişti. Ölenler her zamanki gibi işçi-emekçilerdi. Dikkat çekilmesi gereken bir nokta, artık silahların düzeyinin çok ileride olduğu ve nükleer silahların giderek yayıldığıdır. Bugün yaşanan emperyalist savaş bir dünya savaşı haline dönüşürse, dünyamızı ve insanlığı bir yok oluşa götüreceği kesindir. Bu yüzden mücadele etmek ve bu bayrağı daha da yukarılara taşımak dünden daha büyük bir önem taşımaktadır.
Yıkımsız, savaşsız, sömürüsüz ve sınıfsız bir dünya için haydi mücadeleye!