
Yıllar süren savaşa rağmen Truva’yı alamayan Akalar, kurnaz bir plana başvururlar. Çok büyük bir tahta at yaparlar ve silahlarıyla birlikte atın içine gizlenirler. Atın bir hediye olduğunu düşünen Truvalılar onu kabul ederler ve kentin içine girmesine izin verirler. At kente getirilir getirilmez içinden yüzlerce asker çıkar. Truvalılar durumu öğrendiklerinde iş işten geçmiş olur. Akalar, yıllar süren savaşla elde edemedikleri kenti, bu hileyle, Truva Atı’yla fethederler.
Hükümet, yıllardır “kıdem tazminatını ne yapar ne ederim de işçilerin elinden alırım?” diye düşünüyordu. Hatta düşünmek bir yana defalarca denedi de. Her seferinde işçilerin tepkisinden çekinen hükümet, bu defa Truva Atı’nı devreye soktu. Patron medyası algı operasyonlarına başladı. Fonu allayıp pulladılar. Meğer hükümet bizlere güzel bir hediye sunuyormuş! Kıdem tazminatımız devlet garantisindeymiş! Bir gün bile çalışsak kıdem tazminatı hak edecekmişiz! Artık herkes kıdem tazminatı alabilecekmiş! Bu yalanları gerçek sanan işçilerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. Asıl olacak olan, fon patronlara kaynak oluşturacak ve patronların cebi dolacak. İşten atmalar kolaylaşacak. Sendikalaşmak zorlaşacak. Bundan önceki fonlara olanlar ortada. Örgütsüz işçiler kıdem tazminatlarının güvence altında olacağı yalanına kanıyorlar. Bu fon saçmalığına karşı uyanık olmalıyız. İş güvencemizi tehdit eden bu fona hep birlikte dur demeliyiz. Fabrikalarda, mahallelerde, gönlümüzün, dilimizin değdiği herkesle, her yerde mücadeleyi yükseltelim.