DHL Express şirketinde çalışan işçiler, Türk-İş’e bağlı Tüm Taşıma İşçileri Sendikası TÜMTİS’te örgütlenmiş ve çoğunluğu sağlayarak toplu sözleşmesi hakkı kazanmışlardı. Fakat DHL Express yönetimi işçilerin en doğal hakkı olan sendikalaşma hakkını tanımadığını ortaya koydu ve sendika üyesi iki işçiyi 9 Haziranda işten çıkardı.
Bunun üzerine TÜMTİS, 12 Haziranda DHL Express’in Yenibosna’da bulunan merkezi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında TÜMTİS üyesi DHL ve UPS işçileri, Tez-Koop-İş, Belediye-İş, Tek-Gıda-İş, Gıda-İş sendikaları temsilcileri ile UİD-DER’li işçiler yer aldı. “DHL Express’te işçi kıyımına ve sendika düşmanlığına son” pankartını taşıyan işçiler sık sık “Sendika hakkımız engellenemez”, “DHL’ye sendika girecek başka yolu yok”, “Atılan işçiler geri alınsın”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!” sloganlarını attılar.
Basın açıklamasını TÜMTİS İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Ersin Türkmen gerçekleştirdi. DHL Express patronunun yasal boşlukları kullanıp itirazlarda bulunarak toplu sözleşme masasından kaçtığını, diğer taraftan da baskı ve tehditlerle işçileri sendikadan vazgeçirmeye çalıştığını belirten Türkmen şöyle konuştu: “Buradan DHL Express işverenine sesleniyoruz; Sendikal örgütlenmeyi engellemek için başvurduğunuz baskı ve tehdit yöntemlerinden vazgeçin. Üyelerimizi istifaya zorlamayın, işten çıkarmayın, çıkardığınız üyelerimizi işe geri alın. Aksi halde DHL Lojistik’te yürüttüğümüz 476 günlük direnişimizi ve mücadelemizi DHL Express’te de tekrarlamaktan, meşru ve demokratik haklarımızı kullanmaktan imtina etmeyeceğiz”
Türkmen’in ardından TÜMTİS Genel Sekreteri Gürel Yılmaz söz aldı. Yılmaz, Türkiye’deki anti-demokratik uygulamalara dikkat çekti. DHL Express işçilerinin yalnız olmadığını, diğer ülkelerdeki sendikaların ve işçilerin de DHL işçilerine destek olacaklarını belirtti. Basın açıklaması sloganlarla son buldu.