
İşyerinde bir arkadaşımla sohbet ederken, kıdem tazminatının fona devredilmesi hakkında ne düşündüğünü sordum. Sermaye medyasının yaptığı haberlerin etkisiyle, “işçilerin iyiliğini düşünüyorlar, artık bütün işçiler kıdem tazminatı alacak” dedi. “Peki, nasıl olacak da bütün işçiler kıdem tazminatı alacak?” diye sorduğumda cevap veremedi. Çünkü medyadan bir şeyler duymuştu ama konunun aslından bihaberdi. Ertesi gün fabrikada rahatsızlandı. Oruç tuttuğu için hastaneye gitmeyi de kabul etmedi. O gün elimden geldiğince yardımcı oldum arkadaşıma.
İftardan sonra iyice fenalaşmış, geceyi hastanede geçirmiş. Sabah geldiğinde ilk işim sağlığını sormak oldu. Gece olanları öyle bir öfkeyle anlattı ki, deyim yerindeyse gözlerinden ateş fışkırıyordu. Meğer işyerinde ağır kaldırmaktan kaburgası böbreğine batmış. Hastaneden ertesi gün için istirahat istediğindeyse vermemişler. Neden istirahat vermediklerini sordum. Biraz düşündükten sonra “gelip burada çalışayım, patron zarar etmesin diye” dedi. Aynen de dediği gibiydi. Patronlar kârlarından zarar etmesin diye bağlamak istiyorlar elimizi kolumuzu.
Öğlen molasında UİD-DER’in internet sitesinde de yer alan, “Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler” adlı videoyu birlikte izledik. Arkadaşım, videoda hükümetin, patronların sözcülerinin söylediklerini duyunca iyice öfkelendi. “Televizyonlarda bunların hiçbirini görmedim. Tam tersine işçiler mağdur olmasın diye, kıdem tazminatını fona devretmeyi planladıklarını söylüyorlardı. Ben de onlara inanmıştım, iyi bir şey olduğunu düşünmüştüm. Ben sancıdan kıvranırken, bana bir gün bile istirahat verdirmeyen yasalar, söz konusu para olunca hiç bizim iyiliğimizi düşünür mü? O televizyonlarda anlatılanlar külliyen yalanmış demek ki. Benim ablam da 15 yıldır çalışıyor, akşam eve gider gitmez ben de ona yalanları ve gerçekleri anlatacağım” dedi.
Düne kadar duyduğu yalanları gerçek sanan işçiler, asıl olan gerçeklere ulaştığında haklarına sahip çıkmaya başlarlar. İşçi sınıfının penceresinden bakıp, asla patronlarla çıkarlarımızın bir olmadığını ve olmayacağını anlatmaya devam edelim. Değişim gerçekleri görmekle başlar.