
Gün geçmiyor ki iş cinayetleri olmasın, insanlar hayatlarını göz göre göre kaybetmesin. İş cinayetleri ne yazık ki ana haber bültenlerinin satır aralarında birer cümlelik haberlerden öteye geçmiyor. Duyabildiklerimiz dışında gördüklerimiz, birebir şahit olduklarımız ise meselenin yakıcılığını daha da derinden hissettiriyor.
Kartal bölgesindeki bir şantiyede 57 yaşlarındaki bir işçi kafasına tuğla parçasının isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. İşçi, moloz yığınlarının döküldüğü alandan kırık palet almaya çalıştığı esnada, üst katlardan palet atılıyordu. Paletlerle birlikte atılan bir tuğla parçası kırık paletleri almaya çalışan işçinin kafasına çarptı. Hastaneye kaldırılan işçi akşam saatlerine doğru hayatını kaybetti. Ölmeseydi, yaklaşık bir sene sonra emekli olacak ve köyüne dönüp ömrünün geri kalanını çocuklarıyla birlikte geçirecekti. Fakat iş cinayetine kurban gitti.
Olaydan sonra izlediğim kamera kayıtlarında işçinin yere yığılmasıyla birlikte elini kaldırdığını gördüm. O anda belki bir arkadaşının onu fark etmesini diliyordu. Şok içerisinde sessiz bir çığlık koparıyor, ama sesini kimseye duyuramıyordu. Bir işçinin daha iş cinayetine kurban gitmeden önceki son anları… Hâlâ gözümün önünde bu görüntüler!
Hayatını kaybeden bu işçiyi düşündüm, şantiyede olan bitenler üzerine düşündüm: Neden öldü? “Kaza” önlenemez miydi? Ne yapılmalıydı? Bir İSG uzmanı olarak olaya baktığımda yapılması gerekenler çok açık bir şekilde ortadaydı. Şantiyede malzemenin gelişigüzel atılmasını önlemek için moloz kulesi diye adlandırılan özel bir alan yapılmış olsaydı, bu cinayet yaşanmayacaktı. Bu önlemin maliyeti ise sadece 6 bin lira. Bir işçinin hayatına mal olan, bir ailede yeri doldurulamayacak olan birinin, bir eşin, bir babanın, bir insanın hayatının ederi bu kadardı patronlar için!
İş güvenliği tedbirleri alındığı takdirde kolaylıkla iş kazalarının önüne geçilebilir. Ama iş güvenliğini maliyet olarak gören patronlar sınıfı işçilerin hayatını hiçe saymaya devam ediyor. Başta şantiyeler olmak üzere birçok alanda patronlar üretimin her koşulda devam etmesini ve işçilerden daha çok çalışmalarını istemektedir. Ölümlerin önüne geçebilmenin, hayatlarımıza sahip çıkabilmenin yolu açıktır. Bunun için sürekli denetimler yapılmalı ve patronların gerekli önlemleri alması sağlanmalıdır. İşçilerin canını hiçe sayan kâr arzusu ile dolu patronlar sınıfının karşısına örgütlü işçiler olarak dikilmek hayati önem taşıyor.