Güney Kore’deki grev dalgası kapitalist ekonomiyi derinden etkiliyor. Grev dalgası ülkenin en büyük sanayi kuruluşlarında şalterlerin inmesine yol açtı. Her akşam yüzbinlerce işçi artan akaryakıt fiyatlarını, sağlıkta özelleştirme yasa tasarısını ve ABD’den et ithalini protesto için sokaklara dökülüyor. Kapitalistler grev dalgasının milyarlarca dolara varan maliyeti karşısında dehşete düşmüş durumda.
Hükümetin ABD’den et ithalinin yeniden başlatılmasına ilişkin planına karşı küçük çapta protesto gösterileriyle başlayan eylem süreci büyük bir grev dalgasına dönüştü. Geçtiğimiz Aralık ayında ekonomideki sorunları reformlarla çözeceği vaadiyle seçim zaferi kazanan başbakan Lee Myung’un, ulusal sağlık sistemini özelleştirme ve emeklilik yasasında değişiklik yapma planları güçlü ve radikal bir muhalefetle karşılaştı. Başbakanın istifası yönünde işçi sınıfı sesini giderek yükseltiyor. İşçiler başbakanı “Kore’nin Thatcher’ı” olmakla suçluyorlar. Hatırlanacağı üzere 80’li yılların başlarında İngiltere’de neo-liberal politikaları yürürlüğe koyan Thatcher, işçi düşmanlığında sınır tanımamıştı.
Kore Sendikalar Konfederasyonunun 600 bin üyesine eylem çağrısı yapmasının ardından, burjuvaziye ilk darbeyi Kore Kargo ve Ulaştırma İşçileri sendikası vurdu. İkinci darbe inşaat ve makine işçilerinden geldi. Onları metal işçileri ve demiryolu işçileri takip etti. Çimento karan mikserleri kullanan işçilerin greve başlamasıyla, binlerce inşaat şantiyesi sessizliğe gömüldü. Ulaştırma sektöründe yaklaşık 13.500 işçinin 9 Haziranda başlattıkları grev, elektronik fabrikalarını ve demir-çelik sektörünü felce uğrattı. Ülkedeki konteyner taşımacılığının %80’inin gerçekleştiği Busan limanında taşımacılık durdu. Gemiler ne yüklenebiliyor ne de boşaltılabiliyordu. Ülkenin ithalatı ve ihracatı durma noktasına geldi. Sendikada örgütlü işçiler örgütsüz işçilerin grevi kırmasını da başarıyla engelledi. Üç hafta süren grevin sonucunda hükümet taşımacıların sendikası ile uzlaştı. Böylelikle, gelişen hareketi bölmeyi ve frenlemeyi amaçlıyor.
12-13 Haziran tarihlerinde ise otomotiv sektörünün 4 dev işletmesinde yapılan grev oylamasında işçiler, hükümetin işçi düşmanı politikalarına karşı grev yapma yönünde oy kullandı. Hyundai’de 44 bin, Kia’da 30 bin, Daewoo’da 10 bin ve Ssangyong’da 5 bin işçinin greve çıkabilmesi için 800 bine yakın üyesi olan Kore Sendikalar Konfederasyonunun üyelerinin %50’sinin grev yönünde oy kullanması gerekiyor. Hyundai’de çalışan bir sendika temsilcisi, yaptığı açıklamada, ABD’den et ithaline karşı olduklarını ancak grev kararının çıkmasında asıl etkenin, hükümetin ulusal sağlık sistemini özelleştirmek istemesi olduğunu belirtiyor. Güney Kore işçi sınıfının üretimden gelen gücü karşısında ülkeye “Asya Kaplanı” dedirten büyük burjuvazinin kediye döndüğü aşikâr.