
g20-2017-1.jpg [1]

Dünyanın en büyük ekonomilerine sahip 19 ülkenin ve AB’nin oluşturduğu G-20 zirvesi, bu yıl 7-8 Temmuzda Almanya’da toplandı. Dünya genelinde işçi ve emekçi kitlelerin yaşam standartları giderek kötüleşiyor. Yoksulluk yaygınlaşıyor. Çünkü üretilen tüm zenginlik giderek daha az insanın elinde birikiyor. Dünya ekonomisinin %85’ini, küresel ticaretin %75’ini kapsayan G-20’ye karşı tepkiler büyüyor. G-20 zirvesi nedeniyle emekçilerin adaletsizliğe öfkesi daha da şiddetli biçimde açığa çıktı. Hamburg’da toplanan zirve öncesi, on binlerce kişinin katıldığı ve günler süren protesto gösterileri gerçekleştirildi.
g20-2017-2.jpg [2]

Zirvenin toplanmasından yaklaşık bir hafta önce başlayan eylemlere, Alman Sendikalar Birliği de destek verdi. İnsan haklarını ağızlarına sakız yapan burjuva devletler, kapitalist egemenlerin güvenliği için binlerce polisi emekçilerin karşısına dikti. Alman hükümeti Hamburg’u adeta polisle kuşattı ve limana savaş gemileri çekti. Polis, keyfi yasaklamalara ve adaletsizliğe karşı çıkan eylemcilere saldırdı, buna rağmen gösterilere katılım artarak devam etti.
g20-2017-3.jpg [3]

Eylemciler, G-20 zirvesinin dünya üzerindeki eşitsizliğe ayna tuttuğunu belirtililer. Kapitalizme karşı genel bir hoşnutsuzluğun ifade edildiği eylemlerde öne çıkan mücadele konuları; derinleşen yoksulluk, doğanın tahribatı ve iklim değişiklikleri, yayılan savaş, yükseltilen ırkçılık ve artan baskılar oldu. Renkli gösterilerin de yer aldığı eylemlerde, kapitalizmin insanı yürüyen ölülere çevirdiği vurgulandı. Eylemciler, G-20 liderlerinin Hamburg’a geldiği gün, onları “Cehenneme Hoş Geldiniz” diyerek karşıladılar. Bu sloganın, kapitalist düzenin neden olduğu tüm sorunlara karşı mücadeleyi yükseltmek için seçildiği belirtildi. G-20 zirvelerinde alınan kararlar, dünya çapında açlık, savaş ve iklim felaketi gibi ‘cehennemi’ andıran koşullar yaratıyor. Bu şiarla ‘cehennemi’ yaşama sırasının egemenlerde olduğunu belirten eylemciler, anlamlı bir mesaj verdi.
g20-2017.jpg [4]

Dünya çapında kapitalist sömürü düzeninin neden olduğu tüm acılar artık giderek kendini daha çok hissettiriyor. Özellikle emperyalist savaşın yayıldığı, krizin derinleştiği son dönemde dünyanın pek çok yerinden işçiler, bu hoşnutsuzluğa karşı meydanlara iniyor, taleplerini haykırıyor. Bunun önüne geçmek isteyen egemenler ise baskının dozunu artıyor, fakat biriken öfkenin önüne geçemiyor. Sömürücü kapitalistlere verilecek en güzel cevap dünya işçilerinden gelen ortak sesle olacaktır. Yeryüzünü ateşe veren egemenleri ve onların düzeni kapitalizmi laik olduğu yere gönderecek ve insanlığa nefes aldıracak olan işçi sınıfının örgütlü mücadelesidir.