AKP hükümeti patronların üzerindeki “yükleri” kaldırmaya devam ediyor. İşçilerin ücretlerinden, yaptıkları harcamalardan, ellerindeki telefonlardan, her şeyden vergi kesilirken, patronların ödediği vergiler iyice düşürülüyor. Son olarak Haziran ayında Mecliste kabul edilen Üretim Reform Paketi ile elektrik faturalarında “TRT katkı payı” adı altında kesilen vergi patronlar için kaldırıldı.
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen ekonomi istişare toplantısında konuşan Maliye Bakanı Naci Ağbal, elektrik faturasının içerisinde sanayicinin ödediği TRT payını kaldırdıklarını ifade etti: “Sanayicilerimizin yıllardır şikâyet ettikleri bir konuydu bu. Sanayiciler zaten yüksek miktarda elektrik tüketiyor. Bir de bunun içerisinde TRT payı olarak bilinen bir maliyet de ödüyorlardı. Biz, yapmış olduğumuz düzenlemeyle sadece Sanayi Sicil Belgesine sahip işletmelerin elektrik tüketim bedelleri üzerinden alınan TRT payını kaldırıyoruz.”
Bakanın açıklamasına göre TRT katkı payı patronların şikâyetleri üzerine kaldırılmış. Peki, patronların geliriyle işçilerin geliri aynı oranda mı? Patronların üzerindeki vergi “yükünü” gören hükümet, açlık ve yoksulluk sınırında ücret alan milyonlarca işçiyi neden görmüyor ve onların üzerindeki yükü kaldırmıyor? Patronların ödediği TRT katkı payı kaldırılırken diğer taraftan ise cep telefonunda yüzde 6, bilgisayar ve tabletlerde yüzde 2, kara taşıtlarında binde 4, diğer taşıtlarda 10 binde 1, TV alıcılarında yüzde 10, görsel ve işitsel her türlü cihazlarda yüzde 10 olarak alınan TRT payını işçi ve emekçilerin sırtına yüklüyor.
Sadece 2015 yılında TRT’nin 1 milyar 776 milyon lira olan gelirinin 843 milyonu elektrik faturalarından, 679 milyon lirası ise bandrol gelirinden oluşuyor. Yani gelirlerin yarıdan fazlası işçilerden, emekçilerden kesilen vergilerden geliyor. Peki, işçilerin vergileriyle ihya olan TRT işçilerin haklarına, mücadelelerine, taleplerine hiç yer veriyor mu? Bunun cevabı hepimizin bildiği gibi koca bir hayır. Pek çok kanalı ve radyosu olan TRT’de milyonlarca işçinin çalışma koşulları hiç gündeme gelmedi. Ne yasaklanan grevler, ne direnişteki işyerlerine yönelik polis saldırıları ne de kıdem tazminatının gaspına karşı bir haber yapıldı. İşçilerin taleplerine yer verilmedi. İşçilerle ilgili haberlerin tümü hükümetin yalanlarını, saldırılarını “müjde” diye sunan aldatıcı haberlerdi. Tüm yayınlarda açıkça taraf tutuluyor ve bu taraf işçilerin tarafı değil. Yani TRT patronlara hizmet veriyor ama maliyeti işçilere yıkılıyor.
İşçilerin paralarıyla yayınını sürdüren devletin kanalı, iktidar olduğu dönemde işçilere yönelik hak gasplarını katlayarak arttıran hükümetin propagandasını yapıyor. İktidarın ve patronların ideolojisini işçilere empoze edecek haberler, diziler, yayınlar yapıyor. İşçi sınıfını soyup soğana çevirenler, işçilerin paralarıyla kendi yalanlarını medya üzerinden yayıyor.
“Katkı payı”, “vergi” adı altında işçi ve emekçilerden milyonlarca lira toplanmaktadır. Toplanan bu paralar işçi ve emekçilerin yararına kullanılmıyor. İşçiler seslerini yükseltmedikçe, mücadele edip yapılanların hesabını sormadıkça bu düzen, bu sömürü çarkı böyle sürüp gidecektir.