
Çalıştığımız her işyerinde, ister büyük fabrikalar olsun isterse küçük tekstil atölyeleri, biz kadınlar her zaman eşitsizliğe, baskıya ve önyargıya maruz kalıyoruz. Örneğin erkeklerin kadınlar kadar yorulmadığı bir işyerinde çalışıyorum. Erkekler sadece tek bir iş yaparak, asgari ücretin üzerinde ücret alıyor ve sigortalı olarak çalışabiliyorlar. Bu iyi bir şey aslında. Fakat işin aşağılayıcı tarafı, aynı anda kadınlar 3-4 iş yaparak, ayakta koşuşturarak çalışıyorlar. Ama buna rağmen, sigortasız ve asgari ücretin altında bir ücretle çalıştırılıyorlar!
Bununla birlikte rahatsız olduğum başka durumlar da var. Ücret eşitsizliğinin dışında, kadınlara karşı saygısızlık, yüksek sesle konuşma, azarlama, toplum içinde küçük düşürme de sıkça yaşadığımız şeyler. Hani erkeklere yapamadıklarını kadınlara karşı rahatlıkla yapabiliyorlar.
Size bir örnek daha vereceğim. Eşleriyle birlikte çalışan kadınlara da aynı şekilde davranılıyor. Mesela eşiyle bir şey konuşan bir kadını gören patron, erkek orada olmasına rağmen gidip kadına uyarıda bulunuyor, kadına bunu yapmaması gerektiğini söylüyor. Bunlar kulaktan duyduğum şeyler de değil. Bunlara bizzat kendim defalarca maruz kaldım ve şahit oldum.
Eğer bu mektubumu okuyan benim gibi işçi kadınlar varsa lütfen sessiz kalmasınlar. Hayatınızı erkeklerin gölgesinde geçirmeyin. Korkmayın konuşmaktan ve kendinizi savunmaktan geri kalmayın. Öncelikle işçi olarak hakkınızı arayın. Birlik olun, örgütlenin, sesinize ses katın. Bozuk düzeni ancak işçiler değiştirir. Bu yüzden bozuk düzeni değiştirmemiz için şikâyetçi olduğumuz her konuda kendi sesinizi duyurun ve savunun. Faşizme, kapitalizme karşı omuz omuza durmamız gerekiyor. Kadınlar çok şey istemiyorlar. Eşitlik, saygı, hoşgörü, adalet istiyorlar!