Biz metal işçileri için Eylül ayı, yeni bir toplu iş sözleşmesi döneminin başlaması anlamına geliyor. Bu sürecin yaklaşmasıyla sendikalar TİS taslaklarını açıklamaya başladılar.

Toplu sözleşme kapsamındaki işçi sayısı 150-200 bin civarında olsa da, bu sözleşme yüz binlerce metal işçisini ilgilendiriyor. TİS taslakları açıklandı ve haliyle tüm işçilerin aklında sözleşmenin kaç yıl olacağı sorusu var. Türk Metal Sendikası geçen dönem üç yıllığına, işçilere ihanet eden bir sözleşmeye imza atmıştı. Türk Metal’in yeni dönem taslağına göre, sendika toplamda %38.28 zam talebinde bulunuyor. Birleşik Metal-İş Sendikası ise %30.47 olarak açıkladı ücretlere ve sosyal haklara yapılacak artış talebini.

Elbette oranlar tamamlama, kıdem zammı ve maktu zam oranları olmak üzere 3 gruba ayrılmış durumda. Sözleşmenin iki yılı kapsayacağı da taslaklarda yer alıyor. Yine kıdem tazminatı süresinin 30 gün olarak hesaplanmasının toplu iş sözleşmesinde yer alması talep ediliyor. Bayram ve tatillerde fazla çalışma ücreti %200 olarak talep ediliyor. Sonuç ne olur? Bekleyip göreceğiz.

Metal işçileri olarak biz, bu TİS sürecini önemsiyor ve yakından takip ediyoruz. Türk Metal üyesi işçiler olarak, TİS süreci ile ilgili fabrikamızda sohbet ediyoruz. İhtiyaçlarımızı karşılamaya yetmeyen düşük, sefalet ücretine artık hayır dediğimizi dile getiriyoruz. Bir diğer önemli konu ise iş güvenliği önlemleridir. Önlemlerin tam alınmasını talep ediyoruz ve bunu dile getiriyoruz.

2014-2017 metal sektörü toplu iş sözleşmesinde neler yaşandığını birçok sektörden işçi duymuş ve tanık olmuştur. Metal işçisi imzalanan 3 yıllık sözleşmeyi ve sefalet ücretini kabul etmeyerek “metal fırtına”yı yaratmıştı. Bursa’da başlayan “metal fırtına” birçok işçi kentine sıçrayarak büyümüştü. “Metal fırtına” tüm sendikalar üzerinde etkili olmuştur. Sendikalar da buna göre bir taslak oluşturmuş gözüküyorlar. Hazırlanan TİS taslağındaki talepler yeterli midir, metal işçisinin taleplerini karşılamakta mıdır? Elbette değil ve metal işçileri gerçek anlamda örgütlenip sürece müdahale etmediği sürece de bizlerin talepleri ortaya çıkmayacak. İşyerlerinde taban örgütlülüklerimizi güçlendirmeli, işbirlikçi bürokrat sendikaları ve çeteleri başımızdan atmalı ve sendikalarımızda söz sahibi olmalıyız.

Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiç Bir şey!