Son zamanlarda kiminle konuşursam konuşayım hemen iş ve yaşam koşullarıyla ilgili çektiği sorunları anlatmaya başlıyor. Hafta içi bir akşam arkadaşımla beraber bindiğimiz İETT otobüsünün şoförüyle konuşmaya başladığımızda, onun da yaşadığı sorunları benzer biçimde dile getirdiğini gördük:
“Akşama kadar direksiyon başındayım, bir çay molası bile vermeden bir seferden diğer sefere başlıyorum. Yolcular rahat koltuğumuzda oturduğumuzu zannediyorlar, oysa uzun süre koltukta oturmak kol ve sırt ağrısı yapıyor ve özellikle yazın fazla terlemekten bacaklarımda oluşan pişiklerden yürüyemiyorum. İşimiz çok stresli, yolcuların hakaretine ve aşağılanmalarına maruz kalıyoruz gün boyunca. Kullandığımız otobüsler üzerimize zimmetli ve en ufak bir kaza ve arıza olduğunda bedelini bizden kesiyorlar. Düşük ücret alıyoruz. Eve yorgun olarak geldiğim için ailemle ilgilenemiyorum.”
Şoför arkadaşın anlattığı sorunların çoğu biz işçilerin ortak sorunları aslında. Fazla mesai, sürekli ayakta ya da oturarak çalışmaktan oluşan hastalıklar, işten geriye zaman kalmaması, düşük ücret ve işyerlerimizde yaptığımız herhangi bir hatadan dolayı bizden kesilen paralar… Bu koşulları ortadan kaldırmak için yapacağımız tek bir şey var; bilinçlenerek örgütlü mücadeleye katılmamız.