
Ah bir emekli olsam dersin…
Köye de bir ev yapsam
Çocuklar da sahip çıkar, bakmayın şimdi gece gündüz çalıştıklarına,
O zaman değmeyin keyfime.
Hayal işte, nerden bilsin nasıl yaşlanacak?
Sahi nasıl yaşlanır ki bir insan?
Hele bir de işçiysen
Yıllarca boyahanede çalıştın mesela
Oksijene hasret
Ağzında bir maske, toz maskesi
Ne kadar dayanır bir akciğer bu kadar zulme.
Madendesin, yerin yüzlerce metre altında
Havasız, ışıksız, yarınsız…
Kot taşlıyorsun silikozisten habersiz.
Belki ağır kaldırmaktan belin bükülmüş,
Masa başında oturmaktan fıtık olmuş boynun,
Bilgisayar bozmuş gözlerini.
Bilmem kaç derece gözlük kullanır olmuşsun
Kaç yıl dayanır bir beden bu zulme?
Sağlıklı yaşlanabilir mi işçi?
Hastanelere müdavim olmadan.
Yaşlanabilir mi gerçekten işçi?
Şanslıysan, bütün bedenin
Kolun, bacağın, parmağınla yaşlanırsan dua et.
Göçük altında kalmamışsan madende 17 yaşında
Grizu seni almamışsa hayattan
Emeklilik hayallerini senden
Seni ailenden koparmamışsa
Yani iş cinayetine kurban gitmemişsen.
Yaşlanırsın elbet.
Yıpranmış ruhuna yetişir bedenin.
Gerçi cinayet dedik şimdi kızar “beyler”
Kaza diyorlar:
Mesela grizu öldürüyor ya da göçük seni
Makine koparıyor işte bir anda bir parçanı
Erimiş metalin suçu bu
Ne işin var gökdelenin tepesinde tuğla ve harçla!
Kim dedi sana o kadar kayanın altında kal!
“Bile bile ölüme gitmeseydin”
“Dikkat etseydin” mesela
Uzun saatler çalışmasaydın
İşçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimi alsaydın
Yasaların işçinin sağlığını korusaydı
Cep sağlığını,
Akıl sağlığını,
Beden ve ruh.
Yani sağlıklı üretip sağlıklı yaşlansaydın keşke.
Boyun eğmeseydin de sömürüye
Birlik olsaydın insanca çalışmak için.
Mesela bilseydin işçilerin mücadele tarihini.
Ellerinle yarattığın dünyayı
Kaldırıp nasırlı ellerini
Sen yönetseydin keşke.
Evet, hep dikkatsizlikten bunlar,
Dikkat et biraz, dikkat et tarihine,
Üretebiliyorsan, yönetebilirsin de
Sadece emekli olmak değil mesele
Yaşlanmak ve tonton bir dede olmak
Eli öpülesi bir nine…
Ahmet abiyi gördüm geçen
Hani şu ihtiyar diye takıldığımız
Emekli olmuş
Çürümüş adeta bedeni,
Bükülmüş beli,
Gözleri de görmüyor iyi, zor tanıdı beni.
Senin de sıran gelecek dedi bana
Sırayla bu işler, hep işler sırayla
Sırayla alır bizi duraklardan servisler
Sırayla geçeriz tezgâh, masa başlarına
Sırayla, hep birden sömürülür umutlarımız.
Pirim günümüzü doldururuz hayatımızdan çalıp
Sırası gelen emekli olur.
Biter vardiya derdin,
Amirlerinin fırçası…
Yoktur işten atılma korkun,
Kıdem atlama telaşın, tazminat…
Gelirsin emeklilik yaşına
Tabutuna sığmaz hayallerin.