
OHAL koşullarından istifade edip grevleri yasaklamaya, işçi haklarını gasp etmeye hız veren AKP hükümeti, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında da tabloyu daha karanlık hale getiriyor. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ile attığı yarım adımları geri çeken hükümetin, işçilerin canı pahasına ekonomik büyüme hırsı ve uygulamaları nedeniyle iş cinayetleri artmaya devam ediyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin Eylül ayı iş cinayetleri raporuna göre Eylül ayında en az 147 işçi hayatını kaybetti. 2017 yılının ilk 9 ayında hayatını kaybeden işçilerin sayısı ise en az 1485’e ulaştı.
İSİG Meclisi, raporda 6331 sayılı İSG yasası çıktıktan sonraki yıllarda aynı dönemdeki iş cinayetlerinin azalmak bir yana gittikçe arttığına dikkat çekti.
2013 yılının ilk dokuz ayında en az 881 işçi,
2014 yılının ilk dokuz ayında en az 1451 işçi,
2015 yılının ilk dokuz ayında en az 1319 işçi,
2016 yılının ilk dokuz ayında en az 1464 işçi,
2017 yılının ilk dokuz ayında ise en az 1485 işçi yaşamını yitirdi...
İş cinayetlerinin nedenlerine, işkollarına ve kentlere dağılımına yer verilen raporda, tarım-orman işkolunda 40 işçi, inşaat-yol işkolunda 27 işçinin hayatını kaybettiği belirtildi. İşçilerin 31’i ezilme-göçük, 31’i trafik-servis kazası, 22’si şiddet, 18’i yüksekten düşme nedeniyle hayatını kaybetti.
Kapitalizmin sömürü çarkları arasında küçük yaşta çalışmak zorunda kalan çocuk işçiler de iş cinayetlerinin kurbanı olmaya devam ediyor. Eylülde 8 çocuk işçi hayatını kaybetti. Bu rakamın içinde 14 yaş ve altı 6 çocuk bulunuyor.
Eylülde en fazla iş cinayeti 9 ölümle Konya’da gerçekleşti. Ankara ve İzmir’de 8’er; Manisa’da 7; Antalya, Denizli ve İstanbul’da 5’er işçi yaşamını yitirdi.
AKP hükümetinin işçilerin can güvenliğine değer vermediğinin kanıtıdır bu ölümler. Üstelik AKP geçen Mayıs ayında “Milli Seferberlik Programı” açıklamış, İşçi Sağlığı ve Güvenliği konusunu ‘sıfır kaza’ hedefiyle ele aldığını açıklamıştı. Bu açıklamayı yapan dönemin Çalışma Bakanı Müezzinoğlu özellikle inşaat sektörünün seçildiğini duyurmuştu. Oysa 4 aylık sürecin sonunda bilanço şöyle: 753 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu ölümlerin 167’si inşaatlarda gerçekleşti.
İşçiler haklarını yitirdikçe, daha kötü çalışma koşullarında çalışmaya mahkûm oluyorlar. Fabrikalarda gerekli denetimlerin yapılmaması, cezaların caydırıcı olmaktan uzak olması patronları daha da cesaretlendiriyor. İşçiler daha kısa sürede, daha az kişiyle, daha çok üretim yapmaya zorlanıyor. Geçim sıkıntısını ger geçen gün daha derinden hisseden işçiler, en kötü çalışma koşullarına razı olmak zorunda kalıyor, iş kazalarına daha çok maruz kalıyor.
İşçilerin sağlığı ve güvenliği ne patronlar sınıfının ne de onların bir parçası olan hükümetlerin umurundadır. Bu nedenle iş cinayetlerinin gerçek anlamda önüne geçilebilmesi, ancak işçilerin mücadelesi ile mümkündür.