
Kimi masallar, öyküler, hikâyeler vardır; çocukları uyutmak için değil, insanları uyandırmak için anlatılır. İşte bu hikâyelerden biri de on yıllardır bu topraklarda, işçilerin birliğinin önemini vurgulamak için anlatılan “Sarı Öküz”ün hikâyesidir.
Hikâye bu ya; Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Yapılması gerekenin öküzlerin birliğini dağıtmak olduğunu fark eden aslanlar, bir gün beyaz bayrak sallayıp öküz sürüsünün yanına gitmişler. Ve demişler ki onlara; “Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyoruz bugüne kadar sizlere çok zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz’de! Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz de kurtulun, hep beraber barış içinde yaşayalım”. Öküz heyeti düşünmüş, taşınmış ve Sarı Öküz’ü aslanlara yem edip bu işten kurtulmaya, aslanlarla barış içinde yaşamaya karar vermiş. Ama iş burada bitmemiş. Aslanlar ertesi gün Boz Öküz’ü, bir diğer gün Uzun Kuyruk’u istemiş ve öküzler de barış içinde yaşayacaklarını düşünerek arkadaşlarını teker teker aslanlara yem etmeye devam etmişler. Böyle geçen günlerin ardından öküz sürüsü giderek güçsüzleşmiş ve aslanların saldırılarına karşı koyamaz hale gelmiş. Öküz sürüsünden geriye kalan birkaç öküz “biz nerede hata yaptık?” diye kara kara düşünmeye başlayınca, içlerinden birisi “biz” demiş, “Sarı Öküz’ü hiç vermeyecektik.” Hani derler ya kıssadan hisse!
Bugünlerde bu hikâye, Lüleburgaz’da bulunan Şişecam’a bağlı Kırklareli Cam fabrikasından atılan 90 işçi tarafından sık sık dillendiriliyor. İşten atılan cam işçileri, sendikaları Kristal-İş’e ve içerde çalışmaya devam eden işçi arkadaşlarına “Sarı Öküz’ü Verme!” diye sesleniyorlar. Sendikalarının Trakya Şubesi önüne direniş çadırı kuran işçiler, verdikleri mücadelenin yalnızlaştırılması ve kaybedilmesi durumunda sıranın başka cam işçilerine geleceğini biliyorlar. Bu nedenle başta Kristal-İş Genel Merkez’i olmak üzere, Şişecam fabrikalarında çalışan tüm işçileri mücadeleyi yükseltmeye çağırıyorlar.
İşten atılan Şişecam işçileri İşçi Dayanışması’na yaşadıkları süreci ve verdikleri mücadeleyi anlattılar. Pazar payının daralması gerekçe gösterilerek kapatılan bir fırının işten atılmalarının bahanesi olarak kullanıldığını söyleyen işçiler, Şişecam’ın her fırsatta yüksek büyüme oranlarıyla övündüğünü ve yakın dönemde Mısır’da fabrika açtığını hatırlattılar. Geçmişteki pek çok fırın kapama örneklerinde, işçilerin başka fabrikalarda istihdam edildiğini aktaran cam işçileri, patronun niyetinin işyerlerinden mücadeleci işçileri ayıklamak olduğunu dile getirdiler.
Şişecam direnişine çeşitli sendikalar ve demokratik kitle örgütleri dayanışma ziyaretleri düzenlerken, Lüleburgaz’da yaşayan işçi ve emekçiler de cam işçilerini yalnız bırakmıyor. Büyük çoğunluğu civardaki fabrikalarda çalışan yöre halkı, Şişecam işçilerinin deneyimlerini dinlemeye ve onlara dayanışma duygularını iletmeye geliyorlar. Ayrıca 9 Ekim günü Lüleburgaz Kongre Meydanında yapılan işçi mitingine binlerce emekçi katılmıştı. Mitinge bu kadar yoğun katılımın gerçekleşmesini beklemediklerini dile getiren cam işçileri, sınıf dayanışmasının mücadelelerini güçlendirdiğini söylüyorlar. Sınıf kardeşlerinin bu desteğinin yanı sıra ailelerin desteğine de dikkat çeken işçiler, direnişteki kararlı duruşlarını bu desteklere borçlu olduklarının altını çiziyorlar. Zira atılan işçilerin aileleri “Kristal Kadınlar” çadırında, eşleri ve çocuklarıyla yan yana, omuz omuza direniyor. Ailelerin bu anlamlı duruşu direnişçi işçilere güç veriyor.
İşçi sınıfının mücadele tarihi içinde cam işçileri derin izler bırakmıştır; 1966, 1971, 1980 grevleri, 1991, 2002 direnişi, 2012 Topkapı fabrika işgali… Çok uzağa gitmeye gerek yok! Geçtiğimiz Mayıs ayında grevleri yasaklanan cam işçileri, Türkiye genelindeki fabrikalarda üretimi durdurarak ve fabrikalarını terk etmeyerek patrona geri adım attırmış, bununla da kalmayarak karşılarına çıkan grev yasağını delmişlerdi. Bugün Lüleburgaz’da kararlı bir şekilde direnen işçiler de bu tarihten çıkarılan dersler ışığında “ormanlar kralı” edasıyla pervasızca saldıran Şişecam patronuna gereken cevabı verecektir.