Ben Çelik-iş sendikasının örgütlü olduğu bir fabrikada çalışmaktayım. 1,5 sene önce imzalanan toplu sözleşmeyle birlikte sendikalı olduk. Şimdiye kadar elden maaş alıyorduk. Şimdi maaşlarımız bankaya yatıyor. Fakat bankaya yatan paranın tamamı maaş olarak gösterilmediğinden sigorta primlerimiz olması gerekenden düşük ödeniyor. Bunu temsilci arkadaşlarımıza söylediğimizde cevaben, şirketle sendika arasında yapılan bir anlaşmanın olduğunu ve şirketin mali olarak sıkıntı içinde olduğunu söylediler.
Bu sürecin ve toplu sözleşme sürecinin en büyük aksaklıklarından biri de aldığımız maaşların bir yasal bordrosu olmayışıdır. Her seferinde konuşulan, şirketin bir bordro vereceğiydi. Nihayetinde bir bordro verdiler ama bu bildiğimiz maaş bordrosu değil, alelade bir makbuz fişi niteliğindeydi ve hiçbir geçerliliği yoktu. Fakat biz bu konudaki örgütsüzlüğümüzden kaynaklı olarak toplu bir duruş sergileyemedik. Sendikamızı bu konuda sıkıştırıp bir şeyler yapmaya zorlamak ve ardından da desteklemek gerekirdi.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da bize düşen görev sendikalarımızı denetlemektir. İşçi arkadaşlarımızı da bu konuda ikna etmeliyiz. Onlara “örgütlü gücüne güven!” demeliyiz.