Bir yanda dur durak bilmeyen çocuk işçiliği, bir yanda eğitim almaya çalışırken büyük baskılar altında kalan öğrenciler…
Geçtiğimiz yıl ÖSYM’nin uygulamasıyla 09.45’ten sonra hiçbir öğrenci sınav salonlarına alınmadı. Binlerce öğrenci okul kapılarında gözyaşı içinde emeklerine, geleceklerine ağladı. Onlarca öğrenci daha fazla baskıya dayanamayıp intihar etti. Sınav sistemi adeta can pazarına dönüştü. Aynı şekilde bu yıl da eğitim dönemi ağır sorunlarla başladı. Öğrencilerin okuldan etüt merkezine oradan kurslara koşturmaları, adeta uyumadan çalışmaları isteniyor. Müfredat ve gelecek kaygısı o kadar geriyor ki öğrencileri, her biri adeta her an patlayacak birer volkana döndü. Okullarda sosyal hayat, spor ve müzik çalışmaları, etkinlikler tamamen bitmiş durumda. Olanlar da para tuzağına dönmüş. Öğrencilerin vaziyeti böyleyken bir de müfredat belirsizliği ve sınav çıkmazı boy gösterdi. Zaten fazlasıyla baskı ve stres altında olan öğrencilerin bu sefer, “acaba sınav sistemi ne olacak?” sorusuyla uykuları kaçmaya başladı.
Eğitim gibi yaşamın en temel taşlarından birinin tamamen bu totaliter rejimin insafına kalmış olması, bilimsellikten uzak, evrensel değerlerinden koparılarak bir oyuncağa dönüştürülmesi, başta bu işe emek harcayan eğitimcilere, öğrencilere ve velilere yapılmış büyük bir haksızlıktır.
Geleceğimizin tek adamın oyuncağı olmasına, öğrencilerimizin köle olmasına izin vermeyelim.