
Mevsimlik tarım işçileri, işçi sınıfının iş cinayetlerine en fazla maruz kalan kesimleri içinde yer alıyor. Mevsimlik işçiler, yaşadıkları zorlukların yanı sıra, koşulları yüzünden bir de çocuklarının ölümünün acısına dayanmak zorunda kalıyorlar. Ücretlerin düşük olması nedeniyle geçimlerini sağlamak için çocuklarını da yanlarına alarak tarlalarda çalışıyorlar. Şanlıurfa’da çalışan mevsimlik tarım işçileri 19 Ekimde çocuklarıyla birlikte pamuk toplama işine gitti. 14 yaşındaki Harun, 12 yaşındaki Hüseyin ve 14 yaşındaki Ali, pamuk toplama işi sırasında yoruldukları için dinlenmek üzere pamukların yığıldığı yere oturdular. Çocuklar pamuk için kullanılan zirai ilaçları soludukları için uyuyakaldılar. Pamukların içerisinde fark edilmedikleri için üzerlerine bir ton ağırlığında pamuk yığıldı. Pamuk yığının altında kalan çocuklar zirai ilaçları soluyarak can verdiler.
Ücretlerin düşük olması, çocuk işçiliğinin önünün açılması, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ihmalkârlık yine işçilerin canına mal oldu. Patronlar daha çok kâr etmek için ücretleri düşük tuttukça, gerekli önlemleri almadıkça, çocuk emeğini sömürdükçe, işçi aileleri ve çocukları bedel ödemeye devam edecek. Kapitalizmin kâr hırsı olmasa bu üç çocuk daha bir ömür gülebilecek, maceralara koşabilecek, yaşayabileceklerdi.
Patronlar sınıfına tüm desteğini hiç esirgemeden veren hükümet, işçilerin ve çocuk işçilerin en acımasız koşullarda çalıştırılmalarını zerre kadar umursamıyor. Kapitalistler dünyanın pek çok yerinde yaptıkları gibi ülkemizde de minicik bedenleri istismar etmekten çekinmiyorlar. İnşaatlarda, tarlalarda, sanayi işletmelerinde çocukların yok olup gitmesine göz yumuyorlar. Patronların ve hükümetin iş güvenliği önlemlerini maliyet unsurundan başka bir şey olarak görmüyor olması bu facianın asıl sebebidir. Onlar biz işçileri insan olarak değil makinenin bir parçası olarak görüyor ve canımız pahasına bile olsa öncelikle maliyet hesaplamalarını yapıyorlar.
Bizlerin insanca yaşayabildiği, çocuklarımızın iş cinayetine kurban gitmediği bir dünya kurmak mümkündür. Üreterek zenginlik yaratan işçiler sömürüsüz bir dünyaya giden yolu açabilir. Bunun için birleşmeli ve mücadele etmeliyiz. Birlikte mücadele bizler için seçim değil bir zorunluluktur.