
Ben UİD-DER’li bir işçiyim. Büyük bir şantiyede iş güvenliği teknikeri olarak çalışmaktayım. Geçen günlerde bir olay yaşadım işyerinde. Bunu sizlerle de paylaşmak istedim.
Çalıştığımız yerlerde küçüklü büyüklü birçok iş kazası yaşıyoruz. Ufak tefek görünen kazalar çoğu zaman önemsenmiyor ve bunlar için bir şey yapılmıyor. Birçoğu saklanıyor, hastaneye götürülmüyor ve iş kazası raporu tutulmuyor. Geçen gün bir işçi kardeşimiz iş kazası yaşadı şantiyede. Ayağı burkulmuş ve bileğinde şişme vardı. Ambulans çağırdım. Hastaneye gittik. İşyerimizde çalışan C sınıfı iş güvenliği uzmanı, eğitim görmüş, 3 yıl işinde tecrübesi olan abimizi haber vermek için aradım. Bana söylediği şuydu: “İşçiye söyle iş kazası demesin bir şey uydursun.” Neden diye sorduğumda ise; şirketin kazalarının arttığını, bunun iyi olmayacağını, böyle ufak tefek şeyler için rapor tutturmamamız gerektiğini söyledi. Evet, şirketin kazası artmıştı ve C sınıfı uzmanımız kendi işini yapmıyor, şirketi düşünüyordu. Benim ise UİD-DER’in “İş Kazaları Kader Değildir! İşçi Ölümlerini Durduralım!” kampanyasından öğrendiklerim sayesinde cevabım netti. Bu bir iş kazasıydı ve iş kazası raporumu tutacaktım. Başka türlüsü olamazdı. Ona rapor tutacağımı söylediğimde ise susmuştu.
Örgütsüz olduğumuz zaman patronlar sınıfının karşısında duramıyor ve bir yaptırım uygulatamıyoruz. Ne kadar eğitimli olursak olalım örgütlü olmadığımız için boyun eğer hale geliyor ve asıl sorumluları görmüyoruz. Çözüm sermaye sınıfına hizmet etmek değil örgütlenmekten geçiyor. Ancak örgütlü bir güç haline gelirsek iş kazalarını durdurabilir, sorumluların karşısına dikilebiliriz.