UİD-DER’in Gazi Temsilciliği’ndeki bu haftaki etkinliğimiz bir seminerdi. Seminerimizin konusu “Vergilerimiz Nereye Gidiyor”du. Sunum yapan arkadaş anlattıkça biz de vergilerin nereden gelip, nereye gittiğini öğrenmiş olduk.
Artık hepimizin bildiği gibi, çöp, ev, taşıt, çevre gibi alıştırıldığımız vergilerin yanında bir de “dolaylı vergiler” var. Dolaylı vergi adı altında yediğimiz, giydiğimiz, içtiğimiz, yattığımız vs. aklınıza gelebilecek her şeyden vergi alıyorlar. Böylece vergi alamadıkları kimse kalmamış oluyor; çalışan çalışmayan, yaşlı genç, çocuk hepimiz vergi ödemiş oluyoruz. Bunun yanı sıra zaten her ay maaşımız elimize geçmeden önemli bir kısmı devlete vergi olarak gidiyor. 172 YTL, her ay bunu elimizden alıyorlar, hem de bize hiç sormadan.
Devletin 2008 bütçe gelirlerinin %86’sını vergiler oluşturuyor. 205 milyar gelir, 203 milyar gider. Gider olarak görünen bu paranın büyük bir kısmı patronlara aktarılıyor. Onlara aktarılanlar bununla sınırlı değil, meselâ bir de “örtülü ödenek” kısmı var ki ona hiç akıl ermiyor. Eğitime, sağlığa az bir pay ayrılırken, savunma sanayiine ayrılan payda hiçbir kısıtlamaya gidilmiyor.
Dedikleri gibi vergiler bize yol, su, elektrik, köprü olarak da dönmüyor. Vergiler bize yolsuzluk, savaş, açlık, işsizlik olarak dönüyor. Bizlerden aldıkları vergiler son birkaç yılda yüzde yüz artış gösterirken, patronların vergisi düşürülüyor. Vergilendirmenin gelir dağılımına göre yapılması, dolaylı vergilerin kaldırılması gerekirken bunu yapmıyorlar. Yaptıkları soygunu resmileştirmektir sadece.
Bugün savaşları çıkaran, bizleri açlığa, yoksulluğa, işsizliğe ve ölüme götüren Kapitalist sistemin ta kendisidir. Vergiler de bunların bir parçasıdır. Bizler bu sorunlardan ancak bu sistemi yok ettiğimizde kurtulabiliriz.
Yaşasın Dünya İşçilerinin Birliği!