
25 Kasım, kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele ve dayanışma günü. UİD-DER’li genç erkekler olarak, bu gün vesilesiyle sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istedik. Gün geçmiyor ki kadına yönelik şiddet haberleri gelmesin. Neredeyse her gün evden sokağa, toplu taşıma araçlarından işyerlerine kadar hayatın her alanında kadınlar şiddete uğruyor. Kadına karşı şiddetin dünyanın her yerinde artması, aslında kapitalist sistemin ne kadar çürüdüğünü gösteriyor. UİD-DER Kadın Komitesi’nin belirttiği gibi “kadına yönelik şiddetin kaynağı kapitalist sömürü düzenidir.”
Mücadeleyle tanıştıktan sonra bunu anlamaya başladık. Daha önce hep erkek egemen zihniyetin dayatmasıyla bakıyorduk hayata. Erkeğin kadından daha üstün olduğunu düşünüyorduk. Çünkü bize göre erkeğin kadından üstün olması doğal bir şeydi. Bizim için kadının görevi ev işlerini yapmak, çocuk bakmak ve kendisinden daha üstün olan erkeğe itaat etmekti! Kadın buna karşı çıktığında ise “erkekliğimizi” göstermenin vakti gelmiş demekti. Şimdi bunları yazarken yıllar önce yaşadıklarımız gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçiyor. Annelerimize ve kardeşlerimize ne kadar zulüm etmişiz. Bu yaptıklarımızdan utanç duyuyoruz.
Tüm bunların ne kadar utanç verici olduğunu UİD-DER’le tanışınca anladık. UİD-DER sayesinde hayata bakış açımızla birlikte kadına bakış açımız da değişmeye başladı. Mücadele örgütümüzde kadın-erkek bütün işçilerin birbirleriyle olan samimiyeti ve dayanışma duyguları bizi çok etkilemişti. Kadınların hayatta ne kadar önemli bir yer tuttuğunun, hayatın yarısı olduğunun farkına vardık. Yıllardır etrafımızda ezilen, hor görülen ve şiddete uğrayan kadınlar görmüştük. Şimdi ise mücadele eden, güçlü ve öncü kadınlar görüyorduk. Onların mücadele azmi ve tutkuları, ezberlerimizi bozuyordu. Bu gördüklerimizi kendi yaşamımızda uygulamaya başlıyorduk. Memleketlerimize döndüğümüzde annelerimiz ve kardeşlerimiz bizdeki değişimi fark etmişlerdi. Ve artık bize korkuyla değil, sevgiyle bakıyorlardı. Bu sevgi, mücadelenin ve en çok da mücadeleci kadınların hayatımıza kattığı değişimdi.
Dünyanın her yerinde kadına yönelik şiddetin artmasının nedeni, erkek egemen zihniyettir. Bu zihniyetin kaynağı ise yukarıda belirttiğimiz gibi kendinden önceki sınıflı toplumlar gibi kapitalist sömürü düzenidir. Her ne kadar şiddeti uygulayan erkek olsa da erkeğin bilincini belirleyen ve bu şiddeti besleyen kapitalizmdir. Bu nedenle kadına yönelik şiddet, kadın-erkek bütün işçilerin ortak sorunudur. Kadınların ezildiği, hor görüldüğü ve şiddete uğradığı kapitalist sömürü düzenini yıkabiliriz. Bunun yerine şiddetin, tacizin ve tecavüzün olmadığı yeni bir dünya kurabiliriz. Kadın ve erkek bütün işçiler birleşip yeni bir dünya için mücadele edelim.