
Kapitalist sistem toplumun psikolojisini, kimyasını bozuyor ve gün geçtikçe yozlaşmasına neden oluyor. Bu raporlara ve rakamlara da yansımış durumda. CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık “Türkiye’de Sosyal Bozulma” adlı bir rapor hazırladı. Rapordaki veriler kapitalist sistemin neden olduğu çürüme, yozlaşma, işçi-emekçilerin içine itildiği borç batağı, işsizlik, geçim sıkıntısı neticesinde hissettiği çıkışsızlığı çarpıcı bir şekilde gösteriyor.
Rapora göre 2016’nın ilk 9 ayında 33 milyon 638 bin 916 kutu antidepresan tüketildi. 2011-2016 yılları arasında antidepresan tüketimi oranında %25 oranında bir artış oldu. Rapordaki bu veriler işçilerin, emekçilerin hissettiği çıkışsızlık nedeniyle psikolojilerinin bozulduğunu ve tek başlarına bir çözüm üretemedikleri için antidepresanlar ile kendi mutsuzluklarının üzerini örtmeye çalıştıklarını göstermektedir.
Raporda Aralık 2002 dönemi ile Aralık 2016 dönemi arasında ailelerin borç oranları karşılaştırılmış. 2002 yılında aile gelirinin borca oranı 4,7 iken, 2016’da oran yüzde 57’ye ulaşmış olduğu, tüketicilerin bankalara borç miktarı ise 6,6 milyar liradan 419,6 milyara çıktığı belirtilmiştir. Yine aynı dönemde senet borçlarını ödeyemedikleri için haciz vb. durumlarla karşı karşıya kalan ailelerin borçlarının miktarı ise 0,8 milyar liradan 12,3 milyar liraya çıkmıştır.
Rapora göre boşanmalar yüzde 37, fuhuş yüzde 790, adam öldürme yüzde 261, çocukların cinsel istismarı yüzde 434, uyuşturucu bağımlılığı yüzde 678, cinsel taciz yüzde 449, kadına şiddet yüzde 1400 arttı. Kapitalist sistem insanlarda bireyciliği, nefret söylemlerini körükledikçe insanlar sadece kendi hayatlarını düşünüyor ve bu da toplumun gün geçtikçe yozlaşmasına neden oluyor. Özellikle işçi mahallelerinde satışı gittikçe artan uyuşturucu maddeler ile de gençlerin düşünmesi, kapitalist sistemi sorgulaması engellenmek istenmektedir.
2011-2016 yılları arasında gelin olan çocuk sayısı 232 bin 313, 18 yaşın altında doğum yapan çocuk sayısı ise 440 bindir. Resmi nikâh ile evlendirilen çocuk gelinlerin yaklaşık yüzde yetmişi kendinden 6 yaştan daha büyük kişilerle evlendirilmiştir. 2015 yılında 3 bin 10, 2016 yılında ise 2 bin 686 çocuk evden kaçmıştır ve bunların büyük çoğunluğunu kız çocukları oluşturmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan intihar istatistiklerine göre; 2015 yılında ölümle sonuçlanan intihar sayısının bir önceki yıla göre yüzde 1.3 artarak 3 bin 211 kişiye yükselmesi, işçi-emekçilerin kapitalist sistem altında nasıl bir çıkışsızlık içinde olduklarının bir başka göstergesidir. İşçi ve emekçilerin örgütsüzlüğü, kötü yaşam koşulları, artan borçları, işsizlik gibi sorunlarına bir çözüm bulamamalarına neden oluyor bu da intihar oranlarını arttırıyor. Çıkış bulamayan işçiler hayatlarına son vermeyi tercih eder hale geliyorlar.
Bu çarpıcı sonuçlar kapitalist sömürü düzeninin yarattığı çürüme ve çıkışsızlığın ifadesidir. İşsizlikle boğuşan, yoğun tempoda uzun saatler çalışan ya da borç batağı girdabında bir çözüm bulamayan işçilerin sayısının günden güne arttığını göstermektedir. İşçi emekçi aileler kendilerini çıkışsızlık içinde hissettikçe antidepresan veya uyuşturucuya yönelerek sorunlarını çözmeye veya yok saymaya çalışmaktadır. İşçi emekçilerin yaşadıkları sorunlar aile içi şiddeti, yozlaşmayı da körüklemektedir. Bir tarafta sayısı günden güne artan dolar milyarderleri varken, diğer tarafta umudunu yitirmiş kitlelerin olması kapitalist sistemin ne kadar akıl dışı oluğunu göstermektedir.
İşçi-emekçiler gittikçe derinleşen bu sorunlarına tek başlarına çözüm bulamazlar ancak birlik olup örgütlü bir şekilde bu gidişe dur diyebilirlerse bu çürümeden kurtulabilirler. Her şeyi üreten, var eden ellerin kendi sorunları için birleşmesinin vakti çoktan gelmiştir.