
Kapitalizmin yarattığı kriz, savaş, açlık, işsizlik gibi sorunların gün geçtikçe büyümesine şahit oluyoruz. Savaşın yarattığı yıkımlarla şehirler yerle bir ediliyor, insanlar göç etmek zorunda kalıyor ve milyonlarcası açlık girdabına sürükleniyor. İşsizlik ve huzursuzluk artıyor. Demokratik hak ve özgürlükler daha da kısıtlanıyor ve otoriterleşme eğilimi güçlenmeye devam ediyor. Çıkışsızlığa sürüklenen kitleler iktidarın söylemlerine kapılıp, milliyetçilik zehriyle körleştirilmeye çalışılıyor. Yoksul emekçiler birbirine düşmanlaştırılıyor ve saldırganlaşıyor. Bu sistemin yarattığı toplumsal sorunlar, hastalıklar insanı tüketiyor. Toplumda gittikçe artan hastalıkların başında sosyal medya ve internet bağımlılığı geliyor. “Uzaktakiler yakınlaşıyor, yakındakiler uzaklaşıyor” sözüyle parlatılan iletişim teknolojisi, beraberinde psikolojik sorunlar da doğuruyor. Attığı adımdan, soluduğu havaya kadar her yaptığını sosyal medyaya koymak olağan hale geliyor.
Son zamanlarda haberlerde ve internette yer alan “Mavi Balina” adlı oyunun sonuçlarını görüp okuyoruz. Dünya çapında yasaklanan oyun birçok sosyal medya bağımlısı genci ağına çekip psikolojik baskı ile hayatlarını mahvediyor ya da sonlandırıyor. Mavi Balına adlı oyun çeşitli sadist görevlerle gençlerin fiziki ve psikolojik hasar almasını sağlayarak onları gereksiz bir atık olduklarına inandırmaya çalışıyor. Gençlerin özellikle bu oyunları oynaması ve ağına düşmesi, bu denli psikopatça görevleri kabul etmesini aklımız almıyor olabilir. Gençler, aslında gelişmeye ve öğrenmeye açık oldukları bu parlak dönemlerini umutsuzlukla ve kendilerini sorunların içinde bularak geçiriyorlar. Artan madde bağımlılığı da bunu bize gösteriyor. Gençlerin ağına düştüğü bu oyun yasaklansa da benzer oyunların internet âleminde bolca dolaştığını görmeliyiz.
Kapitalist sistemin gençlere sunacağı hiçbir olumlu şey yoktur. Gençlerin bunların farkına tam olarak varamaması onları bu çıkışsızlık girdabında madde bağımlılığına, internet başlarında zaman öldürerek, hayali bir dünyada yaşamaya sevk ediyor. Bu oyunlarda milliyetçi, şoven, düşmanca söylemlerle gençlerin bilinçleri bulandırılıyor. Örgütsüz bir gençlik kendi değerini ve geleceğini bilemez. Mücadele ile öğrenmeyen bir gençlik hayatın değerini anlayamaz ve ilerleyemez. Mücadele biz işçi gençlerin bu karanlıktan tek çıkış yoludur.