
İran, 28 Aralıktan buyana işçi ve emekçilerin sokaklara döküldüğü eylemlerle sarsılıyor. Birçok kentte yoksulluğa, işsizliğe, kölece çalışma koşullarına ve siyasi baskılara karşı öfkeli sloganlar yankılanıyor. İranlı emekçiler, tam 40 yıldır hüküm süren molla rejiminin zalimliklerine, baskılarına, yolsuzluklarına, Ortadoğu’nun kana bulanmasına katkı koyan politikalarına daha fazla sessiz kalmayacaklarını haykırıyorlar.
İran devletinin yoğun sansürüne rağmen açık olan bir gerçek var: Öfkesi on yıllardır birikmeye devam eden İranlı emekçiler, tüm baskılara rağmen seslerini duyurmakta kararlıdırlar. İran’da birkaç sene arayla patlayan isyanlar bunun ifadesidir. Devrim muhafızlarının ve polislerin saldırıları sonucu onlarca insan ölmesine rağmen eylemlerin geri çekilmemesi bunu göstermektedir.
İran egemenleri, işçilerin baskı altına alınmasıyla yoğunlaştırılan sömürünün, gelişen sanayinin; petrol, doğal gaz, kömür, altın gibi zengin kaynakların sayesinde semirdikçe semiriyor. Ancak on milyonlarca insan yoksulluk içinde yaşıyor. İran’da hayat pahalılığı alıp başını gitmişken işçi ücretleri düzenli olarak ödenmiyor, işçi sınıfının ezici bir bölümü borç batağında bulunuyor. Eylemlere katılanlar, hayat pahalılığının geldiği düzeyi anlatabilmek için yumurtanın fiyatının bir hafta içinde iki katına çıkmasını örnek gösteriyorlar. Aylarca ödenmeyen ücretleri için eylem yapan işçiler tutuklanıyor. İş kazaları almış başını gidiyor, çocuk işçi sayısı milyonları buluyor. Sendikalar yasaklanıyor, mücadeleci işçiler ve sendikacılar hapse atılıyor, işkence görüyor, hatta meydanlarda kırbaçlanıyor. Ülkede demokratik hakların esamesi okunmuyor, kadınların, gençlerin üzerindeki baskı yaşamlarını çekilmez kılıyor. Sokağa dökülen yüz binler sloganlarında ekmek, ev, iş güvencesi ve özgürlük istiyorlar, “onurumuza sahip çıkacağız” diyorlar. Kendilerini haklarından mahrum edenlerden kurtulmak istediklerini dile getiriyorlar. “Hamaney’e, Ruhani’ye, mollalara ölüm” diyorlar. Sloganlarıyla molla rejimini protesto eden kitleler “mollalar villalarda yaşıyor, Allah gibi davranıyor” diye haykırıyorlar.
iran_2.jpg [1]

İranlı yoksullar kendi ülkelerinin egemenlerine olduğu kadar uyguladıkları ambargo ve savaş politikaları nedeniyle sorunlarını ağırlaştıran ABD gibi emperyalist güçlere de öfkeliler. Kapitalistlerin dini imanı paradır. Hangi örtüye bürünmüş olursa olsun, sermayenin tüm kesimleri işçilerin sömürüsüyle semirmektedirler. İranlı emekçilerin sloganları bu gerçeği gözler önüne seriyor. Ortadoğu’nun bir parçası olan Türkiye işçi sınıfı, halklar arasındaki düşmanlıklara ve önyargılara karşı çıkarak İran işçi sınıfının yanında yer almalı, mücadelesine destek vermelidir.