
Kapitalist sömürü sisteminin yol açtığı krizle birlikte tüm dünyada yoksulluk artıyor. Kârlarından fedakârlık yapmak istemeyen patronlar sınıfı ve onları temsil eden hükümetler krizin faturasını işçi sınıfına ödetmek için çeşitli düzenlemeler yapıyorlar. Vergiler arttırılıyor, tüketim mallarına zam üstüne zam ekleniyor.
Tunus’ta da 2018 bütçesini açıklayan hükümet, arttırılan vergilerle, tüketim mallarına yapılan zamlarla ve sosyal güvenlik kesintileriyle krizin yükünü işçilerin ve emekçilerin sırtına yüklemeye çalışıyor. Ancak işsizlik ve yoksulluk içinde kıvranan Tunuslu emekçiler kemer sıkma politikalarını kabul etmedi ve bu bütçe tasarısına karşı sokaklara döküldü. 8 Ocaktan bu yana 10’dan fazla şehirde işçiler ve emekçiler düzenlemenin geri çekilmesi için protestolar düzenliyorlar.
Resmi rakamlara göre işsizliğin %15’in üstünde olduğu Tunus’ta giderek yükselen enflasyonla birlikte işçi ve emekçiler yoksullaştıkça yoksullaştı. Üstelik kamu giderlerini azaltmak için hükümet kamuda istihdamı da durdurdu. Özel sektörde ise on binlerce işçi kayıt dışı olarak hiçbir güvencesi olmadan çalıştırılıyor. İşçiler, emekçiler ve gençler bu bütçe tasarısı ile gıda maddelerinden akaryakıta ve konuta kadar birçok alanda gerçekleştirilen zamların geri çekilmesi ve istihdamın arttırılması için gösterilerde taleplerini haykırıyorlar. Ancak haklı talepleri için sokağa dökülen işçiler polis müdahalesiyle karşılaşıyor. Bugüne kadar yüzlerce işçi ve emekçi gözaltına alındı ve hatta göstericilerden biri polislerce öldürüldü. Tüm bunlara rağmen Tunuslu işçi ve emekçilerin protestoları devam ediyor.
tunus1.jpg [1]

2011 yılında baskılara ve yoksulluğa karşı ayağa kalkan ve başlarındaki diktatörü deviren Tunuslu emekçiler, tam yedi yıl sonra tekrar ayağa kalktılar ve talepleri karşılanana kadar mücadelelerinde kararlı olduklarını dile getiriyorlar. 7 yıl boyunca başa geçen iktidarlar Tunuslu işçi ve emekçilerin dertlerine derman olmadı, olamaz. Tüm dünyada varlığı giderek hissedilen kapitalist kriz ve savaş işçi ve emekçilerin giderek yoksullaşmasına ve baskıların artmasına sebep oluyor. Fakat dünyanın her köşesinde artan baskılara karşı da mücadele yükseliyor. Tüm sorunlarımızın kaynağı olan sömürü sistemi ortadan kalkmadıkça sorunlarımıza kalıcı çözümler üretemeyiz. Kapitalist sömürü düzenine karşı örgütlü mücadeleye!