“Kadın erkek eşit değil, fıtrata ters.” “Köle olmak kadının fıtratında var.” “Gece geç saatte kadının sokakta ne işi var?” “Kadından mı akıl alacağız?” “Kadına şiddet algıda seçiciliktir.” “Kız mıdır kadın mıdır bilmem!” “Tecavüze uğrayan doğursun gerekirse devlet bakar.” “Tecavüzcü, kürtaj yaptıran kurbanından daha masum.” “Kadın ahlâklı olsun kürtaj yaptırmak zorunda kalmasın.” “Kızlarına sahip çıksalarmış.” “Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.” “Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.” “Türk kadını evinin süsüdür.” “Kadın iffetli olacak kahkaha atmayacak.” “Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer perdesiz ev ya satılıktır ya kiralık.” “15’inde kız ya erde ya yerde olmalı”…
Bu sözler iktidar yetkililerine ait. AKP’nin iktidar olduğu süre boyunca kadına bakış acısını ortaya koyduğu nefret söylemleri bunlarla sınırlı değil maalesef. Kadını aşağılayan, erkekten değersiz gören ve kadına şiddeti körükleyen AKP’nin kadın düşmanı söylemleri kadına olan nefreti, ayrımcılığı alabildiğine körüklüyor.
Bugünlerde sadece kadınların binebileceği pembe otobüs tartışması dikkat çekici. Kadınlar rahat etsin erkeklerin şiddetinden, tacizinden korunsun diye pembe otobüs tahsis edilmiş. İktidar bir taraftan kadınları korumak için sadece kadınların binebileceği pembe otobüs hizmeti vereceğiz diyor, öte taraftan kadını değersiz gören zihniyetinden taviz vermiyor. İktidardakiler kadına yönelik saldırgan söylemlerini devam ettirdikçe ve suçlu erkeği koruyan yasalarıyla erkekleri suça azmettirdikçe toplumda kadına yönelik şiddettin ve tacizin dozu artarak devam ediyor. İkiyüzlü ve samimiyetsiz olduklarını nasıl da ele veriyorlar. Kadına düşmanlığı körükleyen bu zihniyet ortadan kalkmadıkça kadına şiddet bitmeyecek. Her türlü söylem ve uygulamayla kadınları ezenler onları düşünüyor olamaz. Sorunumuz pembe otobüs meselesi değil zihniyet meselesidir. Erkek egemen anlayıştan, AKP’nin bu gerici zihniyetinden pembe otobüslerin bizi koruması mümkün değil. Kadınları toplumdan yalıtmak gerçek ve samimi bir çözüm değil. Kadına şiddetin giderek harlandığı bu kapitalist düzen yıkılmadan kadın hiçbir yerde güven ve huzur içinde yaşayamaz.