Ankara Ege Mahallesi’nde, bahçelerin çevrelediği gecekondular birer küçük terzi atölyesine dönüşmüş durumda. Bahçelerindeki ağaçların serin gölgesinde boncuk işleyen “işsiz” işçi kadınlar, gözlerinin ferini yitirene dek aile bütçesine katkıda bulunmaya çalışıyorlar. Bu işçi ailelerinin çoğu asgari ücretle geçinmek zorunda bırakılmışlar. Ancak, herkes biliyor ki, yaşadıkları gecekondunun kirasını bile vermeye yetmez aldıkları bu ücret. Bu yüzden işledikleri elbise başına 4 YTL almalarına rağmen yapacak başka bir iş olmadığı için arı gibi çalışıyor, aile bütçesine katkıda bulunmak isteyen ve ne hikmetse istatistiklerde işsiz sayılan bu işçi kadınlar. Bir elbiseyi işlemek koca bir günü alıyor. Bütün gün minicik boncukları işledikleri elbiseler ise, o 77 katlı, yekpare camdan mağazalarda, gözlerinin feri pahasına aldıkları paranın onlarca katı fiyata satılıyor.
Bütün gün elbiseler için ter döken bu kadınlar, işledikleri bu giysileri bir gün üzerlerine geçirmeyi hayal bile edemiyorlar elbette. Onların kaderi de kapitalizmin diğer işçiler için yazdığı kaderden farklı değil. Çünkü işledikleri gibi bir elbiseyi alacak parayı kimi zaman çocuklarının okul masrafları, kimi zaman kışın yakacak kömür parası, kimi zaman ise ekmeğin yanına bir katık koymak için kullanmak zorundalar. Bu bizim gerçeğimiz. Bu kaderi yazmayan bizlerin bozması için yapabileceği tek şey ise işçi sınıfının örgütlü mücadelesine daha sıkı sarılmak!