
Metal işçilerinin grevi bir kez daha “milli güvenliği bozucu nitelikte” görülerek yasaklandı. Ben de MESS’e bağlı bir fabrikada çalışıyorum ve bu yasak biz metal işçilerinin başına ilk defa gelmiyor.
Elbette geçmiş deneyimlerden yola çıkarak grevimizin yasaklanacağını bekliyorduk. Yasağın açıklanmasının ardından hemen işbaşı yapmadık. Sendikamızın aldığı karar doğrultusunda, hem bir basın açıklaması hem de yürüyüş eylemi gerçekleştirdik. Metal işçilerinin ne kadar kararlı olduklarını herkese gösterdik. Nasıl mı? İşte böyle:
Polis: Basın açıklaması ve yürüyüş yapamazsınız, greviniz yasaklandı. (Devletin polisi bile biliyor, ertelemenin aslında yasaklama olduğunu) Fabrikalarınıza dönün!
Hasan abi: Asla dönmeyiz! Biz geri adım attıkça daha da arttı saldırılar. Grev bizim anayasal hakkımız! Eğer hükümet kendi yasalarını tanımıyorsa biz hiç tanımıyoruz! Yürüyelim arkadaşlar!
Bu çağrıdan sonra kimse durmadı ve sloganlar eşliğinde yürüyüşümüzü de basın açıklamamızı da yaptık. Fabrikaya döndüğümüzde çayda, yemek molasında durmadan hep aynı şeyi konuştu işçiler.
Ali abi: (AKP’ye oy vermiş bir işçi) Bu kaçıncı? Kıdem tazminatında türlü yalanlar, BES’te türlü yalanlar, yetmedi arabulucu dalaveresi… Şimdi de sıra, son dayanağımız, üretimden gelen gücümüzü kullandığımız, grevimize geldi. Artık yeter! İşçinin gücünü göstermek lazım! Birlik olmak lazım! Ben anladım ki hükümet de patronlara çalışıyor. Oy zamanı her türlü hileyi yapıyorlar. Ama hiçbirinin diğerinden farkı yokmuş. Bundan sonra yalnızca birlik olmaya, hep birlikte hareket etmeye inanıyorum. Böyle olursa karşımızda kimse duramaz.
Murat Abi: (AKP ye oy vermiş hem de ilk kurulduğu günden beri) Herkes tarafını seçmiş. Gördüm ki işçiyi işçiden başkası düşünmüyor. Biz işçilerin ürettikleri sayesinde bilmem kaç milyar lira maaş alan bakanların tek tek hepsinin imzası var grevimizin yasaklandığını gösteren kâğıtta. Hele cumhurbaşkanımızın yaptığına ne demeli? Bizler milli güvenliği nasıl bozabiliriz? Ben 15 Temmuzda bizzat gidip nöbet tuttum. Benim hakkım olanı istemem, alın terimin hesabını sormam mı ülkenin milli bütünlüğünü bozacak? Bozulsun o milli güvenlik de, bütünlük de o zaman. Alenen dalga geçiyorlar biz işçilerle. Ama biz geri adım atmadıkça, birliğimizi bozmadıkça bizi ciddiye alacaklar. Hem de öyle bir alacaklar ki, bir daha unutamayacaklar!
Grev hakkının yasalara geçmesini sağlamış Kavel işçileri. Biz ise bugün yasal hakkımızın elimizden alınmasına karşı direniyoruz. Ne acı değil mi? Örgütsüzlük ve bilinçsizlik yüzünden işçi sınıfı ne kadar da geriledi. Ama geçmiş deneyimler hatırlandıkça ve bizlere ışık tuttukça asla kaybetmeyiz. Yeter ki hatırlayalım ve doğru dersler çıkaralım. Bu da ancak örgütlüysek mümkündür!