
Bizler İstanbul’da büyük bir hastanede temizlik işi yapan kadın işçileriz. Çok uzun zamandır bu hastanede taşeron olarak çalışıyoruz. Çalışma koşullarımız çok ağır. Tüm işlere bizleri koşturuyorlar. Aynı işyerinde memurlardan daha fazla çalışıp çok daha düşük ücret alıyoruz. Kadro yıllardır hayallerimizde. 2015 Kasım seçimlerinde AKP taşerona kadro sözü verdi. Bu söz herkese umut oldu. Aradan 2 yıl geçti ve bir gece yarısı KHK ile çıkarılan bir yasa ile taşerona kadro verildiği söylendi. İşte o zaman her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Bakan çıkıp haklarda kayıp olmayacağını söylerken, yasanın içeriği tam tersini yazıyor. Sarı sendikalar ise ayrı telden çalıyor. Kafalar allak bullak oldu. Ama bizler UİD-DER’li olduğumuz için bu yasanın kapsamını biliyorduk.
İstedikleri tüm evrakları doldurduk. Güvenlik soruşturmasından sonuçların açıklanmasını bekliyoruz. Her gün yeni söylentiler çalışanları tedirgin etmeye devam ediyor. Çalışanların yarısından fazlasının soruşturmadan geçemeyeceği söyleniyor. Emeklilerden hükümete yakın olanlar kalacak, geri kalanı çıkarılacakmış. Bu söylentiler ortalığı çok bulandırınca biz de müdür yardımcımıza derdimizi anlattık: “Elif hanım arkadaşlarımızın yarısından fazlasını çıkaracaklarmış. Yerine alım olacak mı?” O da bizimle dalga geçer gibi “Sizler hasta servislerinde tek çalışmaya kendinizi alıştırın. Yeni eleman alınmayacak” dedi.
Şimdi soruyoruz: Kadroya alınacağımız söyleniyor ama ücretler değişmiyor. İş yükümüz artıyor, iş güvencemiz yok. Geçmişe yönelik tüm haklarımızdan feragat ettirdiler. Dava açmamızın önünü kapattılar. Kıdem ve ihbar tazminatımızın ne olacağı da muallâkta. Ayrıca İstanbul içerisinde herhangi bir hastanedeki eleman eksikliğini bizimle tamamlayacaklar. Bu nasıl kadro?
Kardeşlerim onların yalanlarına inanmayalım. İşimizi, sağlığımızı, ekmeğimizi, ailemizi ellerimizden almalarına izin vermeyelim. Birleşip örgütlenmeden sorunlarımızı çözemeyiz.