
Merhaba arkadaşlar. Sizler de biliyorsunuz ki işçiler olarak çalıştığımız işyerlerinde birçok şeye tanık oluyoruz. Ben de işyerimde arkadaşımla aramızda geçen bir sohbeti aktaracağım sizlere. Ben yaklaşık bir yılı aşkın zamandır bir tekstil firmasında çalışıyorum. Ama işyeri hekimine hiç gitmemiştim. Geçenlerde başım çok şiddetli bir şekilde ağrıyordu, iş arkadaşım “git de bir tansiyonunu ölçtür” dedi. Ben de doktor odasını bilmediğim için, “nereden gideceğimi bilmiyorum” dedim. Başka bir kadın arkadaş “ben de gideceğim istersen gel birlikte gidelim” dedi. İyi olur dedim ve birlikte gittik.
Gittiğimizde içerde başka işçi olduğu için beklemeye başladık. Arkadaşla sohbet ederken bir anda heyecanla “aa kapıda emzirme odası yazıyor, iyi de buraya kim çocuğunu getirecek ki” dedi. Ben de “kreş olsa iyi olurdu” deyince şaşırarak “o ne, öyle bir şey mi var?” dedi. “Tabii ki var, kreş olan işyerleri var” dedim. “Kreş bizim yasal hakkımız olmasına rağmen patronlar hakkımızı vermiyorlar. Biz işçiler de birlik olmadığımız için bu gün çok az sayıda işyerinde kreş var. Geçmişte işçilerin mücadele ederek kazandığı birçok hak varmış bunlardan biri de kreş hakkıymış. Hemen hemen her işyerinde kreş varmış. İşçiler birlik olup örgütlendiklerinde patronlardan haklarını söke söke almışlar. Bu gün biz işçiler yeni haklar aramayı bırakalım, var olan haklarımızı bile bilmiyoruz.”
Arkadaş da böyle bir hakkımızın olduğuna hem çok sevindi ama bilmediği için de bir o kadar şaşırdı. Biz işçiler haklarımız konusunda öyle bilgisiziz ki şaşırabiliyoruz. Ben de arkadaşıma dedim ki: “Şaşırma bunda şaşıracak bir şey yok ama haklarını öğren ve sahip çık. Geçmişte işçiler mücadele etmişler ve yasalara birçok hak sokmuşlar ve biz bunları bilmiyoruz. Bilmediğimiz için de koruyamıyoruz bence şaşırılacak bir şey varsa o da budur” dedim.
Buradan şu sonucu çıkarabiliriz; yeni haklar kazanmak için örgütlülük ne kadar elzemse haklarımızı öğrenmemiz, koruyabilmemiz için de o kadar elzemdir.