
Dünyamız kapitalizmin hüküm sürdüğü bir zamandan geçiyor. Fakat artık kapitalizm yaşlanmış ve çürümeye başlamış vaziyettedir. Kapitalizmin artık üçüncü dünya savaşının içinde olduğu gerçeği, bu çürümeyi tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Kapitalizmin yaşadığı tarihsel kriz neticesinde oluşan kızışmış rekabet ortamı ve buna bağlı olarak büyüyen emperyalist savaşlar patronlar için daha çok pazar alanı ve daha çok kâr anlamına gelirken, işçi sınıfı açısından felaketin ta kendisidir!
Egemenler, kapitalizmin bekâsı için toplumu çeşitli aygıtlar kullanarak uyuşturmak için ellerinden geleni yapıyor ve dünyayı yaşanılmaz bir yer haline getiriyorlar. İşçi sınıfını bölmeye, bireysellik propagandalarıyla yalnızlaştırmaya çalışıyorlar. Çünkü biliyorlar ki kapitalizminin bekâsı için gereken şey sorgulamaktan ve sınıf bilincinden uzak, örgütsüz bir işçi sınıfıdır. Örgütsüz bir işçi sınıfı yaratmak için de toplumu baskı ve korku politikalarıyla sindirmeye çalışıyor, kapitalizmin yarattığı hastalıkları insanlığın sorunlarıymış gibi çarpıtarak gerçekleri gizliyorlar.
Bizler kapitalizmin yarattığı sorunların ve hastalıkların ayrı ayrı tedavisinin olmayacağını; bu hastalıkları yok etmenin yolunun, bu hastalıkların nedenini ortadan kaldırmak, yani kapitalizmi yıkmak olduğunu biliyoruz. Kapitalizmin yıkılması da ancak örgütlü ve bilinçli bir işçi sınıfıyla mümkündür. Böylesine baskıcı dönemlerde örgütlenmek ne kadar zor olsa da işçi sınıfının gözlerini açmak için başka yol yoktur. Bizler ise işçi sınıfının bilinçli unsurları olarak kimsenin savaşlarda ölmek zorunda olmadığı, herkesin özgürce üretip özgürce yaşadığı bir toplum için mücadele etmeyi kapitalizmi yıkana kadar sürdüreceğiz!